u harfi ile başlayan ingilizce eşyalar
Mon Ex S Est Inscrit Sur Un Site De Rencontre. u harfi ile başlayan bitkilerBu yazımızda U ve Ü harfi ile başlayan bitkiler içeriğini listeledik. Baş harfi U olan bitki adları aşağıdaki gibidir. Aşağıdaki bilgileri isim şehir eşya bilme oyunlarında kullanabilirsiniz. Umarız gereken bilgileri harfi ile başlayan bitkiler listesini oluşturmamızda ki amaç hem bitkiler hakkında genel kültür olacak bilgiler vermek hem de isim şehir oyununda size yardım etmek. İtiraf edin sizde bu oyunda rakiplerinizi elemek için internet yardımı alanlardan bir tanesisiniz. Yoksa burada olmazdınız öyle değil mi? Merak etmeyin diğer oyunculara bundan kesinlikle bahsetmeyeceğiz. Hemen u ve ü harfi ile bitki bulun ve tablonuza kültür bilgisi açısından gelen ziyaretçilerimiz için de oldukça renkli bir içerik oluşturmaya çalıştık. Bitkilerin yanlarına kısa kısa bilgiler vererek eğlenceli bir şekilde bilgi ufkunuzu Harfi İle Başlayan Bitkiler, Sebzeler ve MeyvelerUYUZ OTU Hanımeligiller familyasına ait olan bir cinstir. Bazı kelebek türlerinin larvaları için besin ÇİÇEĞİ Uyku çiçeğinin bir diğer ismi süs yoncası olacak geçmektedir. Yoncagiller familyasına aittir. Toplamda 800 türü olduğu Bilimsel adı Yunanca da “Fare Kulağı” olarak bilinmektedir. Bu isim çiçeğin yapraklarından esinlenerek harfi ile başlayan diğer bitkiler aşağıdaki gibidir.–UDUMBARA ÇİÇEĞİ–UNLUCA–UÇKUN Ü Harfi İle Başlayan Bitkiler, Sebzeler ve MeyvelerÜVEZ Çalı tarzında bir orman bitkisi olan üvez gülgiller ailesinin bir üyesidir. Mayıs ve Haziran ayları arasında çiçek açmaya başlayan üvez görünüşü bakımından yaban kirazını Asmagiller familyasının en popüler meyvesi olan üzüm taneli ve içten çekirdekli bir yapıdadır. Ana vatanı Anadolu ve Kafkasya bölgesi olan üzümün en çok kullanılan yeri ise şaraptır. Tarihte Kıbrıs’ta bağ üzümünden üretilen şarapların daima ayrı bir yeri ve Ü harfi ile başlayan bitkiler listesi yaptık ve hepsi hakkında kısa kısa bilgiler verdik. Umarım işinize yarayacak şeyler öğrenebilmişsinizdir. Başa dön tuşu
U ile başlayan İngilizce kelimeler ve anlamlarını aşağıda sıraladık. 1000 adet en çok kullanılan u harfi ile başlayan İngilizce kelime listesi;usoylus.amerika, amerika birleşik devletleriubietymevki, yerubiquitousher yerde birden bulunanubiquityaynı anda her yerde bulunmauddermemeudographyağmurölçerudometeryağmurölçerufobelirlenemeyen uçan cisim, uçan daireughof!, öf!ugh!of!, öf!uglifyçirkinleştirmekuglinessçirkinlik, iğrençlikuglybiçimsiz, çirkin, fırtınalı, huysuz, iğrenç, kötü, suratsız, tatsızuhlanalman mızraklı süvari askeriuiguruygur, uygurcaukaseemir, rus hükümeti fermanıukrainianukrayna, ukraynaca, ukraynalıukranianukrayna, ukraynaca, ukraynalıulcerahlâk bozukluğu, ülser, yaraulcerateülser etmek, ülser olmak, ülsere dönüştürmek, ülserleşmekulceratedülserliulcerationülser olma, ülserleşmeulcerousahlâkı bozulmuş, ülserliuliginoseçamurlu, çamurlu yerde büyüyenullageboş kalan kısım, fireulnadirsek kemiğiulsteruzun ve bol kemerli paltoulteriorgizli, ötedeki, sonraki, uzaktakiultimateen son, en uzak, en yüksek, esas, nihai, sonultimatelyen sonunda, eninde sonundaultimatumültimatomultraaşırı, aşkın, radikal kimse, uç görüşlü kimse, ultraultramarinedenizaşırı, lacivert, lâcivertultramodernultramodernultrasonicsesötesi, sesten hızlı, ultrasonikultravioletmorötesi, ültraviyoleululateferyat etmek, ulumakululationferyat, ulumaumbelşemsiye şeklinde çiçeklenme, umbelumbellateşemsiye biçiminde, şemsiye şeklinde çiçeklenmişumberkoyu kahverengi, ombra boyasıumbilicalgöbek, göbek bağı, göbek ile ilgiliumbilicusgöbek, göbek deliğiumbratam gölgeumbrageağaç gölgesi, alınma, gücenme, içerlemeumbrageousalıngan, gölgelik, şüpheliumbrellakoruma, koruyucu, şemsiyeumbrellaskoruma, koruyucu, şemsiyeumlautüzerine çift nokta koymakumpirehakem, hakemlik etmek, yargıcıumpiringhakemlik etmekumpteenbirçok, çok, sayısızumpteenthçok, sayısızumptiethçok, sayısızunbirunabashedarsız, küstah, utanmaz, yüzsüzunabashedlyarsızcaunabatedhafiflememiş, şiddeti azalmamışunabatingaralıksız, arasız, devamlı, sürekliunabbreviatedkısaltılmamışunableaciz, elinden gelmez, gücü yetmez, yapamıyacak durumdaunabridgedkısaltılmamış, özetlenmemişunaccentedvurgusuzunacceptableçekilmez, kabul edilemezunaccommodatingeğilmez, keyfine düşkün, rahatına düşkünunaccompaniedrefakâtsiz, tek başına, yalnızunaccomplishedbeceriksiz, tamamlanmamış, yapılmamışunaccountableanlaşılmaz, anlatılamaz, esrarlı, sorumsuzunaccustomedalışılmamış, alışmamış, tuhafunachievablebaşarılamayan, erişilemez, ulaşılamaz, yapılamayanunachievedbaşarılmamış, tamamlanmamışunacknowledgedcevaplanmamış, kaynağı belirtilmemiş, onaylanmamışunacquaintancebilgi, tanıdık, tanıma, tanışmaunacquaintedbilmez, tanımaz, tanışmayanunadaptablekullanışsız, uyarlanamayan, uygun olmayan, uyumsuzunadapteduygun olmayan, uyumsuzunaddressedadressizunadornedsade, süslenmemiş, süssüzunadultaretedhilesiz, katkısız, safunadulteratedhilesiz, katkısız, safunadventurousmaceracı olmayan, macerasızunadvisableönerilemez, tavsiye edilemezunadviseddüşüncesiz, fikir danışmamış, patavatsız, tavsiye almamış, tedbirsizunaffecteddeğişmemiş, doğal, etkilenmemiş, içten, yapmacıksızunaffectednessdoğallık, içtenlik, samimiyetunafraidkorkmayan, korkusuzunaidedçıplak, tek başına, yardım görmemiş, yardımsızunairedhavalandırılmamış, havasız, ortaya dökülmemişunalienabledevredilemez, elden çıkarılamazunalliedilgisiz, ilişkisizunalloyedkatıksız, katışıksız, saf, tamunalterabledeğişmez, değiştirilemezunaltereddeğişmemiş, değiştirilmemişunambiguousaçık, kesin, tamunamenablebaşına buyruk, sorumlu olmayan, sorumsuz, tabi olmayan, yükümlü olmayanunamendeddeğiştirilmemiş, düzelmeyen, düzeltilmemiş, ıslah olmayanunamiabledostça olmayan, sevimsizunamusingeğlenceli olmayan, tatsız, zevksizunanimitybirlik, fikir birliği, oybirliğiunanimousaynı fikirde, müttefik, oybirliği ile verilmişunannouncedbeklenmedik, bildirilmemiş, duyurulmamış, haber verilmemiş, habersizunanswerablecevaplanamaz, çözümsüz, çürütülemez, itiraz edilemezunansweredcevaplanmamış, cevapsız, karşılıksızunappealabletemyiz edilemezunappeasableamansız, sakinleştirilemez, yatıştırılamazunappetizingiştah kaçırıcı, iştah kapatanunappliedayrılmamış, tahsis edilmemişunappreciatedhesaba katılmayan, takdir edilmeyenunapproachableerişilemez, ulaşılamaz, yaklaşılamazunappropriatedkullanılmayan, sahipsiz, tahsis edilmemişunapprovedizin verilmemiş, onaylanmamışunaptanlayışı kıt, eğilimli olmayan, olası olmayan, uygun olmayanunargueditirazsız, tartışmasızunarmsilâhsızlandırmakunarmedkorumasız, silâhsız, silâhsızlandırılmışunarmoredblendajsız, zırhsızunarmouredblendajsız, zırhsızunarrangedönceden ayarlanmamış, tesadüfiunascertainableortaya çıkarılamaz, soruşturulamazunascertainedkesinleşmemişunashamedaçık, ortada olan, utanmaz, yüzsüzunaskeddavetsiz, istenmemiş, sorulmamışunaspiringokunmayan, telaffuz edilmeyenunassailabledil uzatılamaz, itiraz edilemez, saldırılamaz, şüphe götürmez, tartışma götürmezunassignabledevredilemezunassistedyardımcısız, yardımsızunassistedlyyardım görmeden, yardımcısız olarakunassumingalçakgönüllü, iddiasız, mütevaziunattachedbağımsız, bağlı olmayan, bekâr, boşta, serbestunattainableelde edilemez, ele geçirilemez, erişilemez, ulaşılamazunattempteddenenmemiş, kalkışılmamış, teşebbüs edilmemişunattendedihmal edilmiş, refakâtsiz, sahipsiz, yalnızunattesteddoğrulanmamış, kontrolden geçmemiş, onaylanmamış, resmen açıklanmamışunattractiveçirkin, itici, sevimsizunauthorisedresmi olmayan, yetkisizunauthorizedresmi olmayan, yetkisizunavailablemevcut olmayan, müsait değil, yokunavailingboşuna, faydasız, nafileunavoidableiptal edilemez, kaçınılmaz, zorunluunavoidablyelinde olmadan, elinde olmayan sebeplerle, kaçınılmaz bir şekildeunawaredikkatsiz, farkında değil, farkında olmayan, haberi olmayan, habersiz, önemsemeyenunawarenessbilgisizlik, gafletunawaresbilinçsizce, bilmeden, farkında olmadan, gafil avlayarak, habersizceunbackedalıştırılmamış, ciro edilmemiş, desteklenmemiş, desteksiz, üzerine oynanmamışunbakedacemi, çiğ, pişmemiş, tecrübesizunbalanceakli dengesizlik, dengesini bozmak, dengesizlikunbalancedakli dengesi bozuk, dengesizunbaptizedkutsanmamış, vaftiz edilmemişunbarsürgüsünü açmakunbarredsürgüsünü açmakunbathedbanyo yapmamış, ıslatılmamış, yıkanmamışunbearableçekilmez, dayanılmaz, katlanılmazunbeardedbaşaksız, sakalsızunbeatenayak basılmamış, çırpılmamış, dövülmemiş, kırılmamış, yenilmemişunbecominguygun olmayan, uygunsuz, uymayan, yakışmayanunbefittinguygun olmayan, uygunsuz, yakışık almayanunbefriendedarkadaşsız, dostsuzunbegottendoğmamışunbeknownbilinmeyen, farkedilmeden, farkettirmeden, haber vermeden, habersiz, habersizce, meçhul, tanınmayanunbeknownstbilinmeyen, farkedilmeden, farkettirmeden, haber vermeden, habersiz, habersizce, tanınmayanunbeliefimansızlık, inançsızlıkunbelievableakıl almaz, inanılmazunbelieverdinsiz, gâvur, imansız, imansız kimse, inançsız, kâfirunbelievinginançsız, inanmayan, kâfir, şüpheciunbeltkayışını çıkarmak, kemerini çıkarmakunbeltedkayışını çıkarmak, kemerini çıkarmakunbendaçılmak, ciddiyeti bırakmak, doğrultmak, düzeltmek, fora etmek, gevşemek, gevşetmek, rahatlamak, rahatlatmak, yumuşamak, yumuşatmakunbendingaşırı resmi, bükülmez, eğilmez, inatçı, sert, taviz vermezunbentaçılmak, ciddiyeti bırakmak, doğrultmak, düzeltmek, fora etmek, gevşemek, gevşetmek, rahatlamak, rahatlatmak, yumuşamak, yumuşatmakunbeseeminguygun olmayan, uygunsuz, yakışık almazunbiasedtarafsızunbiassedtarafsızunbiddendavetsizunbindaçmak, çözmek, salmak, serbest bırakmakunblemishedhatasız, kusursuz, lekesizunblendedharmanlanmamış, katışıksız, safunblessedmelun, takdis edilmemişunblestmelun, takdis edilmemişunblinkinggöz kırpmayan, gözünü kırpmayanunblockdebloke etmek, engeli kaldırmakunblockeddebloke etmek, engeli kaldırmakunbloodedcins olmayan, kırmaunblushingarsız, utanmaz, yüzsüzunboltsürgüsünü açmakunboltedsürgüsünü açmakunborndoğmamış, henüz doğmamış, müstakbelunbosomaçmak, dökmek, itiraf etmekunboundbağsız, başsız, ciltsiz, serbestunboundedaşırı, kontrolsüz, ölçüsüz, sınırsızunbowedboyun eğmemiş, eğilmemişunbraceçözmek, gevşetmek, rahatlatmakunbreakablebozulamaz, ehlileşmez, işlenemez, kırılmazunbribablerüşvet yemezunbridledizginini çıkarmak, gemini çıkarmakunbridleddizginlenemez, dizginsiz, gem vurulmamış, önüne geçilmezunbrokenaralıksız, boyun eğmemiş, bozulmamış, bütün, değişmemiş, devamlı, evcilleşmemiş, işlenmemiş, kırılmamışunbuckleçözmek, tokasını açmakunbuckledçözmek, tokasını açmakunbuildyıkmakunbuiltboş, inşa edilmemişunburdenaçmak, itiraf etmek, rahatlatmak, yükten kurtarmakunburiedgömülmemişunburnedyakılmamış, yanmamışunburntyakılmamış, yanmamışunbuttondüğmelerini açmak, düğmesini çözmekunbuttoneddüğmeleri açılmış, laubali, teklifsizuncalledçağırılmamış, davetsiz, talep edilmemişuncannyacayip, anlaşılmaz, esrarengiz, tekin olmayanuncaseaçmak, çıkarmakunceasingaralıksız, devamlı, durmayan, sürekliunceasinglydurmaksızınunceremoniouskaba, laubali, teklifsizuncertainbelirsiz, bir öyle bir böyle olan, değişken, emin olmayan, güvenilmez, kararsız, kesin olmayan, şüpheliuncertainlybelirsizce, istikrarsız olarak, kararsızcauncertaintybelirsizlik, değişkenlik, kararsızlık, kesin olmama, şüphe, tereddüduncertanitybelirsizlik, değişkenlik, kararsızlık, kesin olmama, şüphe, tereddüduncertifieddoğrulanmamış, onaylanmamışunchainözgür bırakmak, serbest bırakmak, zincirini çözmekunchainedözgür bırakmak, serbest bırakmak, zincirini çözmekunchallengeableitiraz kabul etmez, su götürmez, tartışılmazunchallengeditiraz kabul etmez, su götürmez, tartışmasızunchangeabledeğişmez, değiştirilemezunchangeablitydeğişmezlikunchangeddeğişmemiş, değiştirilmemiş, eskisi gibiunchangingdeğişmeyen, değişmezunchargedborçlandırılmamış, doldurulmamış, şarj edilmemişuncharitablekusur bulucu, merhametsiz, şefkâtsizunchartedharitada olmayan, haritası yapılmamış, keşfedilmemişunchasteiffetsiz, namussuzunchastityiffetsizlik, namussuzlukuncheckeddurdurulmamış, kontrolsüz, serbest, yasaklanmamışunchivalrouskaba, nezaketsizunchristianhristiyan olmayan, hristiyanlığa aykırı, uygunsuzuncircumcisedmusevi olmayan, sünnetsizuncivilkaba, nezaketsizuncivilisedbarbar, medeniyetsiz, vahşiuncivilizedbarbar, medeniyetsiz, vahşiuncladçıplak, giyinmemişunclaimedisteyen olmamış, sahibi çıkmamış, sahipsizunclaspaçmak, bırakmakunclassifiedgizli olmayan, karışık, sınıflandırılmamışuncleamca, dayı, rehinciuncleanahlaksız, kirli, pisuncleanlinessahlaksızlık, kirlilik, pislikuncleanlyahlaksız, murdar, namussuz, pisunclearaçık olmayan, belirsizunclericallaik, rahiplere uygun olmayanunclesamca, dayı, rehinciuncloakaçığa vurmak, açmak, ortaya çıkarmakuncloseaçığa vurmak, açıklamak, açmakunclotheaçığa çıkarmak, açmak, elbiselerini çıkarmak, soymakunclothedaçığa çıkarmak, açmak, elbiselerini çıkarmak, soymakuncloudedaçık, berrak, bulutsuzuncoacayip, aşırı, aşırı derecede, müthiş, son dereceuncoilaçmak, çözmek, çözülmekuncollectedbiriktirilmemiş, kendini toparlayamamış, tahsil edilmemiş, toplanmamışuncoloredboyanmamış, boyasız, renksiz, tarafsızuncolouredboyanmamış, boyasız, renksiz, tarafsızuncomelyçirkin, uygunsuz, yersizuncomfortablerahatsız, rahatsız edici, tatsızuncommittedbağımsız, fikrini söylememiş, işlenmemiş, kararsız, taahhüde girmemiş, tarafsızuncommonalışılmamış, nadir, olağandışı, sıradışıuncommonlynadiren, olağandışı olarakuncommonnessalışılmamış olma, olağandışılıkuncommunicativeçekingen, ketum, konuşkan olmayanuncompanionablemesafeli, soğuk, sokulgan olmayanuncompensateddengesizuncomplainingsabırlı, şikâyet etmeyenuncomplaisanthoşgörüsüz, kabauncompletedbitmemiş, tamamlanmamış, yarım kalmışuncomplicatedaçık, karışık olmayan, kolayuncomplimentaryeleştirici, kaba, yericiuncompromisinganlaşmaya yanaşmaz, eğilmez, inatçı, kesin, uzlaşmazunconcealedaçık, aşikârunconcernaldırmazlık, ilgisizlik, kaygısızlık, kayıtsızlık, umursamazlıkunconcernedaldırışsız, endişesiz, ilgisiz, karışmamış, kaygısız, umursamazunconcernednessaldırmazlık, endişesizlik, ilgisizlik, umursamazlıkunconditionalkayıtsız, kayıtsız şartsız, koşulsuz, mutlâk, şartsızunconditionallykayıtsız şartsız, mutlâkaunconditionedbütünlemeye kalmamış, doğuştan olan, içgüdüsel, koşulsuz, mutlâkunconfinedkuşatılmamış, serbest, sınırsızunconfirmeddoğrulanmamış, kiliseye üye olmamış, onaylanmamış, teyidedilmemişunconformityuyumsuzlukuncongenialcana yakın olmayan, sevimsiz, sıkıcı, tatsız, uymayanunconnectedalâkasız, ayrı, bağımsız, ilgisiz, tutarsızunconquerableele geçirilemez, fethedilemez, yenilmezunconqueredfethedilmemiş, yenilmemişunconscientiousfahiş, insafsız, mantıksız, vicdansızunconscionableaşırı, insafsız, mantıksız, ölçüsüz, vicdansızunconsciousbaygın, bilinçaltı ile ilgili, bilinçsiz, bilmeden, farkında olmayan, habersiz, kasıtsız, kendinden geçmiş, şuursuzunconsciouslybaygın halde, bilinçsizce, bilmeden, farkında olmadan, kendinden geçmiş olarakunconsciousnessbaygınlık, bilinçsizlik, farkında olmama, kendinde olmamaunconsecratedadanmamış, kutsanmamışunconsidereddüşüncesizce yapılmış, düşünmeden söylenmiş, önemsenmemişunconstitutionalanayasaya aykırıunconstrainedrahat, serbest, teklifsizunconstraintserbestlik, sıkılmazlıkuncontaminatedkirletilmemiş, safuncontestedkabul edilmiş, tek adaylı, tek partiliuncontrollabledizginlenemez, ele avuca sığmaz, kontrol edilemez, önlenemezuncontrolledbaskısız, kontrol edilemeyen, kontrolsüzunconventionalalışılmadık, kalender, laubali, rahat, teklifsizunconventionalitykalenderlik, resmi olmama, teklifsizlikunconverteddeğişmemiş, değiştirilmemiş, din değiştirmemiş, paraya çevrilmemişunconvincedemin olmayan, ikna olmamış, inanmamış, şüphe edenunconvincingikna edici olmayan, inandırıcı olmayan, şüpheliuncookedçiğ, pişmemişuncooperativeişbirliği etmeyen, yardımcı olmayanuncordipini çözmekuncorkaçığa vurmak, atmak, göstermek, tıpasını çıkarmakuncorroboratedispatlanmamış, kanıtlanmamışuncountablehesaplanamaz, sayılamazuncountedhesapsız, sayılmamış, sayısızuncouplebirbirinden ayırmak, çözmekuncoupledbirbirinden ayırmak, çözmekuncouthçirkin, görgüsüz, hoyrat, kaba, tuhafuncovenantedgaranti edilmemiş, söz verilmemiş, söz vermemiş, taahhüt edilmemişuncoveraçmak, ortaya çıkarmak, örtüsünü açmak, şapka çıkarmakuncoveredaçık, çıplak, karşılıksız, örtüsüz, şapkasızuncoveringaçmak, ortaya çıkarmak, örtüsünü açmak, şapka çıkarmakuncriticaleleştirici olmayan, eleştirmeyen, kritik olmayan, tehlikesiz, yorum yapmayanuncrossaçmak, çizgilerini iptal etmek, doğrultmakuncrossedaçık, çapraz olmayan, çizgisizunctionkutsal yağ, merhem, sahte yakınlık, yağ sürme, yapmacıklı nezaketunctuouskaypak, yağlı, yapmacık samimiyet gösteren, yoğurulabilenuncultivatedeğitilmemiş, ekilmemiş, işlenmemiş, kültürsüzunculturedkültürsüz, terbiyesiz, yobazuncurbeddizginlenemez, kontrol edilemeyenuncurlaçılmak, açmakuncurtailedkesilmemiş, kısaltılmamışuncutbiçilmemiş, budanmamış, ham, işlenmemiş, kesilmemiş, kısaltılmamış, kısıtlanmamış, yontulmamışundamagedhasar görmemiş, zarar görmemişundampeddarılmamış, gücenmemiş, ıslatılmamış, sindirilmemiş, sönümsüzundatedalga şeklinde, dalgalıundateddalga şeklinde, dalgalı, tarihsiz, vadesizundauntedcesur, gözüpek, korkusuz, yılmazundeceiveaklını başına getirmek, gözünü açmak, uyandırmakundecidedaskıda, istikrarsız, karara bağlanmamış, kararlaştırılmamış, kararsızundeckedgüvertesiz, süssüzundeclaredaçıklanmamış, bildirilmemişundefendeditiraz edilmeyen, korumasız, savunmasız, savunulmamışundefinabletanımlanamaz, tanımsız, tarif edilemez, tarifsizundefinedbelirsiz, müphem, tanımlanmamışundeliveredkurtarılmamış, söylenmemiş, teslim edilmemişundemandingbasit, gösterişsiz, iddiasızundemonstrativeduygularını gizleyen, ihtiyatlı, temkinliundeniableinkâr edilemez, itiraz olunamaz, su götürmezunderalt, altı, altına, altında, altından, altta, aşağıda, aşağısına, az, bağlı, dibe, döneminde, emrinde, etkisi altında, halinde, normalin altındaunderactkötü oynamak, rolün hakkını verememekunderageerginlik yaşına varmamış, reşit olmayan, yasal yaştan küçük, yaşı tutmayanunderarmaşağıdan vurarak, aşağıdan vurulan, gizli, koltuk altı, kurnazca, sinsi, sinsiceunderbiddaha düşük teklif yapmak, eksik deklarasyon yapmak, eksiltmekunderbredcins olmayan, görgüsüz, kaba, kırma, terbiyesizunderbrushağaç altındaki çalılıkundercarriageiniş takımı, kundak taşıyıcı, şasiunderchargeaz para almak, az şarj etmek, değerinden az fiyat, değerinden az fiyat istemek, iyi doldurmamak, yeterince doldurmamaunderclothesiç çamaşırı, iç çamaşırlarıunderclothingiç çamaşırı, iç çamaşırlarıundercoatastar, astar boya, iç ceketundercookaz pişirmek, yeterince pişirmemekundercookedaz pişirmek, yeterince pişirmemekundercoverel altından, gizli, örtülüundercroftyeraltı kemerleriundercurrentdip akıntısı, gizli eğilim, gizli etkiundercutaltını kesmek, alttan kesilmiş kısım, alttan vurmak, daha ucuza satmak, fiyat kırmak, kesme vuruşu, kesme vuruşu yapmak, sığır filetosuunderdevelopedaz gelişmiş, gelişmemiş, geri kalmış, iyi tab edilmemişunderdoaz pişirmek, baştan savma yapmak, gerekeni yapmamak, yetersiz yapmakunderdoneaz pişmişunderdressaltına giymek, içine giydirmekunderestimateaz değer biçmek, hafife almak, hor görmek, küçük görmek, küçümsemekunderestimatedaz değer biçmek, hafife almak, hor görmek, küçük görmek, küçümsemekunderestimatinghor gören, hor görme, küçümseyenunderestimationaz değer biçme, gereken önemi vermeme, küçümsemeunderexposekaranlık çıkarmakunderexposedkaranlıkunderexposureeksik ışıklama, karanlık çıkarmaunderfedaz beslenmiş, yetersiz beslenmişunderfeedyeterli gıdayı vermemek, yetersiz beslemekunderfeedingyetersiz beslenmeunderfootayak altında, kontrol altındaundergarmentiç çamaşırıundergarmentsiç çamaşırlarıundergobaşına gelmek, çekmek, geçirmek, katlanmak, uğramakundergoingbaşına gelmek, çekmek, geçirmek, katlanmak, uğramakundergonebaşına gelmek, çekmek, geçirmek, katlanmak, uğramakundergradüniversite öğrencisiundergraduatelisans, üniversite öğrencisi, üniversite öğrencisine ait, üniversiteliundergroundalt geçit, gizli, gizli örgüt, gizlice, metro, toprak altındaki, toprakaltı, yeni akım, yeni akıma ait, yeraltı, yeraltı dünyası, yeraltı geçidi, yeraltındaundergrowthağaç altındaki çalılıkunderhandaşağıdan, aşağıdan vurulan, el altından, gizli, kurnazca, sinsi, sinsiceunderhandedel altından, gizli, personeli az, yardımcısı azunderlayalta serilen şey, altına koymak, altına koyulan şey, altına yerleştirmek, alttan desteklemek, destekunderleasekiracının kiracısıunderliealtında olmak, altında yatmak, temelini oluşturmakunderlineafiş altındaki yazı, alt çizgi, altını çizme, altını çizmek, vurgulama, vurgulamakunderlingast, başkasının emrindeki kimseunderlyingaltında yatan, belli başlı, esas, öncelikli, temelundermannedeksik adamlı, personeli az olanundermentionedaşağıda belirtilenunderminealtını kazmak, baltalamak, sarsmakunderminingaltını kazmak, baltalamak, sarsmakundermosten alttaki, en aşağıdakiunderneathalt, altına, altında, altındanundernourishedgıdasız kalmış, yetersiz beslenmişundernourishmentgıdasızlık, yetersiz beslenmeunderpaidaz para vermekunderpantsdon, külotunderpassalt geçit, yeraltı geçidiunderpindestek koymak, desteklemekunderpinneddestek koymak, desteklemekunderpinningdestek koymak, desteklemekunderpinsdestek koymak, desteklemekunderplaykasten el vermek, kötü oynamak, rolün hakkını vermemekunderplayingkasten el vermek, kötü oynamak, rolün hakkını vermemekunderpressurebaskı altında, zorlanarakunderpriceaz değer biçmekunderprivilegedtemel sosyal haklardan mahrumunderrateküçük görmek, küçümsemek, yeterince değer vermemekunderratedküçük görmek, küçümsemek, yeterince değer vermemekunderratinghor gören, hor görmeunderscorealtına çizgi çizmek, vurgulamakunderscoringaltına çizgi çizmek, vurgulamakundersealaltını kaplama, altını ziftlemekundersecretarybakan müşaviri, müsteşarundersellfiyat kırmak, ucuza satmakundersexedcinsel gücü az, cinsel isteği azundershirtfanilaundershortsboxer şort, külotundershotaltından geçen su ile çalışanundersidealt, alt taraf, alt yüzundersignedaşağıda imzası olanundersizecılız, küçük, normalden küçükundersizedcılız, küçük, normalden küçükunderskirtiç eteklik, jüponunderslungalçaltılmış, dingil altında asılıundersoiltoprakaltı, yeraltıunderstaffedpersoneli az olan, yeterli personeli olmayanunderstandanlamak, anlayışlı olmak, bilmek, çakmak, hissetmek, iyi anlamak, kavramakunderstandableanlaşılabilir, anlaşılır, anlaşılması mümkün, kavranabilirunderstandablyanlaşılır biçimde, makul bir şekildeunderstandingakıllı, anlama, anlaşma, anlayış, anlayışlı, halden anlar, halden anlayan, hissetme, kafalı, kavrama, kavrayış, şart, uyuşma, uzlaşma, zekâ, zekiunderstateküçük söylemek, olduğundan az göstermekunderstatedküçük söylemek, olduğundan az göstermekunderstatementaz gösterme, olduğundan küçük göstermeunderstrapperast, başkasının emrinde olanunderstudybaşkasının rolünü ezberlemek, dublör, dublörlük yapmak, yardımcı oyuncu, yardımcı oyunculuk yapmakundertakegaranti etmek, girişmek, söz vermek, üstlenmek, yüklenmekundertakengaranti etmek, girişmek, söz vermek, üstlenmek, yüklenmekundertakercenazeci, ölü kaldırıcıundertakingcenaze kaldırma, girişim, girişme, işletme, taahhüt, üstlenme, vââtundertakingscenaze kaldırma, girişim, girişme, işletme, taahhüt, üstlenme, vââtundertenantkiracının kiracısıundertonealçak ses, donuk renk, fısıltı, genel eğilim, gizli duyguundertookgaranti etmek, girişmek, söz vermek, üstlenmek, yüklenmekundertowters yönlü dip akıntısıundertrowters yönlü dip akıntısıundervalueaz değer biçmek, hafife almak, küçümsemekundervestfanilaunderwatersualtı, sualtındakiunderweariç çamaşırıunderweightnormalden hafifunderwentbaşına gelmek, çekmek, geçirmek, katlanmak, uğramakunderwoodağaç altında büyüyen çalılarunderworldahiret, cehennem, ruhlar diyarı, yeraltı dünyasıunderwritealtına yazmak, imzalamak, sağlama almak, sigorta etmekunderwritersigortacıunderwritingsigorta poliçesini imzalamaundeservedhak edilmemiş, haksızundeservedlyhaksız olarak, haksız yereundeservinghak etmeyenundesignedkasıtsız, önceden bilinmeyen, önceden plânlanmamışundesigninggizli maksadı olmayan, içten, samimiundesirablehoş karşılanmayan, hoşa gitmeyen, istenmeyen, istenmeyen kimseundesirablesistenmeyen kimseundesiredistenmeyenundesirousisteksiz, istemeyenundetachablesökülemezundetachedfarkedilmemişundeterminedbelirsiz, kararlaştırılmamış, kararsızundeterredazimli, kararlı, önlenemezundevelopedgelişmemiş, işlenmemiş, tab edilmemişundeviatingsapmaz, yolundan şaşmayanundiesiç çamaşırlarıundifferentiatedayırt edilmemiş, farklılaşmamışundigestedanlaşılmamış, hazmedilmemiş, sindirilmemişundignifiedonursuz, şerefsizundilutedsaf, su katılmamışundiminishedazalmamış, eksilmemişundinesu perisiundiplomaticdiplomatik olmayan, dobra, lafını sakınmayanundirectedadressiz, yönetim altında olmayan, yönlendirilmemişundiscernedayırt edilmemişundiscerninganlayışsızundischargedboşaltılmamış, ödenecek, ödenmemiş, ödeyecekundisciplineddisiplinsiz, terbiye edilmemiş, yaramazundisclosedaçığa vurulmamış, gizliundiscouragedcesareti kırılmamış, hayal kırıklığına uğratılmamışundiscoverablekeşfedilemezundiscoveredkeşfedilmemiş, ortaya çıkarılmamışundiscriminatingfarkı farkedemeyen, görüşü olmayanundisguisedaçık, kılık değiştirmemiş, yapmacıksızundismayedyılmayan, yılmazundisposedgönülsüz, isteksizundisputedşüphesiz, tartışılmaz, tartışmasızundistinguishablefarkedilemez, seçilemeyenundistinguishedayırt edilemeyen, farksız, orta halli, vasatundisturbedkarıştırılmamış, rahat, rahatsız edilmemişundividedbölünmemiş, bütün, pay edilmemiş, tümundoaçmak, bozmak, çözmek, mahvetmek, sökmek, telâfi etmekundoingaçma, bozulma, çözme, felâket, telâfi, yıkımundoneaçılmış, bitirilmemiş, çözülmüş, mahvolmuş, sökülmüş, yapılmamışundoubtedkesin, kuşkusuz, şüphesizundoubtedlykesin olarak, şüphesiz olarakundresselbiselerini çıkarmak, ev elbisesi, gündelik elbise, soymak, soyunmak, üniformaundressedçıplak, işlenmemiş, sargıları açılmamış, sossuz, terbiyesizundressingsoyunmaundueaşırı, kanunsuz, usulsüz, vadesi gelmemiş, yersizundulantdalgalanan, inip çıkan, inişli çıkışlıundulatedalgalandırmak, dalgalanmak, inip çıkmak, inişli çıkışlı olmakundulateddalgalıundulatingdalgalanan, dalgalıundulationdalga, dalga devinimi, dalgalanma, dalgalı oluş, kıvrım, salınım, titreşimundulyaşırı derecede, boş yere, gereksiz olarak, haksız yereundutifulgörev anlayışı olmayan, saygısız, sorumsuzundyingölmez, ölümsüz, sonsuzunearnedçalışmadan kazanılmış, haksız, kazanılmamışunearthdeliğinden çıkarmak, ortaya çıkarmak, topraktan çıkarmakuneartheddeliğinden çıkarmak, ortaya çıkarmak, topraktan çıkarmakunearthingdeliğinden çıkarmak, ortaya çıkarmak, topraktan çıkarmakunearthlydoğaüstü, manevi, olağanüstü, tüyler ürperticiuneasinessendişe, huzursuzluk, kuşku, rahatsızlık, tedirginlikuneasyendişe verici, endişeli, huzursuz, rahatsız, rahatsız edici, sıkıntılı, tedirgin, tutuk, zoruneasynessendişe, huzursuzluk, kuşku, rahatsızlık, tedirginlikuneatableyenilemez, yenmezuneconomicekonomik olmayan, savurganuneconomicalekonomik olmayan, hesapsız, savurganuneducatedcahil, eğitilmemiş, kültürsüz, okumamışunembarrassedrahat, sıkıntısı olmayan, utanmazunemotionalduygusuz, heyecanlanmayan, heyecansızunemployedatıl, aylak, boşta, işsizunemploymentişsizlikunencumberedipoteksiz, serbestunendingbitmeyen, bitmez tükenmez, sonsuzunendowedbağışlanmamış, donatılmamış, kabiliyetsiz, yeteneksizunendurableçekilmez, dayanılmaz, katlanılmazunengagedboş, nişanlı olmayan, serbest, sözlü olmayanunenlightenedbatıl inançlı, cahil, okumamış, önyargılıunenterprisinggirişken olmayan, pısırık, uyanık olmayanunenviablekıskanılmaya değmezunequaldüzensiz, düzeysiz, eşitsiz, haksız, istikrarsız, oransız, yetersizunequaledbenzersiz, emsalsiz, eşsizunequalledbenzersiz, emsalsiz, eşsizunequippeddonatılmamışunequivocalaçık, anlaşılır, samimiunerringhata yapmaz, şaşmaz, yanılmazunessentialönemsiz, önemsiz şey, şart olmayanunevendengesiz, düz olmayan, eğri büğrü, engebeli, eşitsiz, inişli çıkışlı, pürüzlü, tekunevennesseğrilik, eşitsizlik, yamuklukuneventfulolaysızunexampledbenzersiz, eşsizunexcelledeşsizunexceptionableistisna edilemez, itiraz edilemez, karşı çıkılmaz, sakıncasızunexceptionalistisnasız, itiraz edilemez, sıradanunexcitingcan sıkıcı, heyecansız, sıkıcıunexpectedbeklenmedik, davetsiz, umulmadıkunexpectedlyhabersizceunexperienceacemi, deneyimsiz, tecrübesiz, toyunexplainableaçıklanamaz, anlatılamazunexplainedaçıklanmamış, anlaşılmamışunexploreayak basılmamış, keşfedilmemişunexploredayak basılmamış, keşfedilmemişunexpressedaçıklanmamış, ifade edilmemişunexpurgatedsansürden geçmiş, sansürsüzunfadingdayanıklı, değerini yitirmeyen, ölmez, solmazunfailingbitmez tükenmez, eksik olmaz, güvenilir, şaşmaz, yanılmaz, yorulmazunfairhaksız, hileli, insafsız, taraflıunfairlyinsafsızcaunfairnessinsafsızlıkunfaithfulaslına uygun olmayan, güvenilmez, sadakâtsiz, vefasızunfaithfulnesssadakâtsizlikunfalteringemin, kararlı, sağlam, tereddüdsüzunfamiliaralışık olmayan, alışılmamış, tanıdık olmayan, yabancıunfashionabledemode, modası geçmiş, modaya uygun olmayanunfastenaçılmak, çözmek, çözülmek, gevşetmekunfastenedaçılmış, çözülmüş, gevşemişunfasteningaçılmak, çözmek, çözülmek, gevşetmekunfathomableakıl ermez, çok derin, dipsiz, sırrına erişilmezunfavorableaçık veren, aksi, elverişsiz, olumsuz, sakıncalı, tersunfavourableaçık veren, aksi, elverişsiz, olumsuz, sakıncalı, tersunfeasibleimkânsız, olanaksız, yapılamazunfedaç, beslenmemişunfeelingduygusuz, insafsız, merhametsizunfeignedgerçek, içten, yapmacıksızunfermentedmayalanmamış, mayasızunfetterkurtarmak, serbest bıraktırmakunfettereddizginsiz, özgür, serbestunfilialevlâda yakışmaz, saygısızunfilleddoldurulmamış, tamamlanmamış, yerine getirilmemişunfinishedbitmemiş, cilasız, işlenmemiş, kaba, tamamlanmamış, yarım kalmışunfitelverişsiz, işe yaramaz, işe yaramaz hale getirmek, uygun olmayan, yetersiz, yetersiz yapmakunfittedişe yaramaz hale getirmek, yetersiz yapmakunfittingişe yaramaz hale getirmek, yetersiz yapmakunfixçıkarmak, çözmek, sökmekunfixedbelirlenmemiş, çıkarılmış, çözülmüş, kararlaştırılmamış, sökülmüşunflaggingbitmez tükenmez, yorulmazunflappablesoğukkanlı, temkinliunflatteringkalaysız, kötüleyen, övücü olmayan, yaldızsızunfledgedacemi, hayatı tanımayan, tüysüz, tüyü bitmemişunflinchinggözükara, korkusuz, yılmazunfoldaçıklamak, açılmak, açmak, gelişmek, gözler önüne serilmek, sermek, yayılmakunfoldedaçıklamak, açılmak, açmak, gelişmek, gözler önüne serilmek, sermek, yayılmakunfoldingaçıklamak, açılmak, açmak, gelişmek, gözler önüne serilmek, sermek, yayılmakunforeseeablebeklenmeyen, umulmayanunforeseenbeklenmedik, umulmadıkunforgettableunutulmayan, unutulmazunforgivableaffedilmez, bağışlanamazunforgivenaffedilmemiş, affedilmeyenunforgivingaffetmez, bağışlamazunforgottenunutulmamış, unutulmayanunformedbiçimsiz, şekillenmemiş, şekilsizunfortunateaksi, bahtsız, başarısız, mutsuz, şanssız, şanssız kimse, tâlihsizunfortunatelyaksi gibi, maalesef, ne yazık kiunfortunately!aksi gibi, maalesef, ne yazık kiunfoundedasılsız, boşunframedçerçevesizunfreezebuzunu çözmek, eritmek, serbest bırakmakunfrequentedıssız, sık sık gidilmeyen, tenhaunfriendedarkadaşsız, dostsuzunfriendlydostça olmayan, düşmanca, soğuk, sokulgan olmayanunfrockpapazlıktan çıkarmakunfruitfulbaşarısız, kısır, meyvesız, verimsizunfulfilledkarşılanmamış, tatmin edilmemiş, yerine getirilmemişunfundeddeğişen, değişkenunfurlaçılmak, açmak, fora etmek, göz önüne sermekunfurl!açılmak, açmak, fora etmek, göz önüne sermekunfurledaçılmak, açmak, fora etmek, göz önüne sermekunfurnisheddonatılmamış, döşenmemiş, mobilyasızungainlybiçimsiz, hantal, hırpani, kaba, sakarungallantkaba, kadına saygısız, saygısızungearboşa almakungenerouscimri, pinti, yüce gönüllü olmayanungenialneşe kaçıran, suratsızungentlekaba, sertungentlemanlikecentilmence olmayan, kabaungentlemanlycentilmence olmayan, kabaungetatableerişilemez, ulaşılamazungirdçözmek, gevşetmekunglazedperdahsız, sırsızungodlinessallah’sızlık, dinsizlikungodlyallah’ın cezası, allah’sız, berbat, dinsiz, günahkârungovernableasi, başa çıkılmaz, kontrol edilemezungovernedkendine hakim olamayan, kendini kontrol edemeyenungracefulhantal, inceliksiz, kabaungracioushoş olmayan, kaba, sevimsiz, tatsızungrammaticaldilbilgisi kurallarına uymayan, kuralsızungratefulhain, iyilikten anlamaz, nankörungratefulnesshainlik, iyilik bilmezlik, nankörlükungratifiedhoşnutsuz, memnun olmayanungroundedasılsız, temelsiz, topraklanmamışungrudgingcömert, esirgemeyen, memnuniyetle verilen, seve seve yapanungualtırnak gibi, tırnaklı, toynaklı, toynaksıunguardeddüşüncesizce yapılmış, gafil, ihtiyatsız, korumasız, savunmasızunguentmerhemunguidedrehbersiz, uzaktan kumandasızungulatetoynak şeklinde, toynaklı, toynaklı hayvanunhallowedkötü, kutsanmamış, şeytani, takdis edilmemişunhamperedengellenmemiş, engelsiz, serbestunhandelinden bırakmak, salıvermekunhandinessbeceriksizlik, kullanışsızlık, sakarlıkunhandsomeçirkin, uygunsuz, yakışıksızunhandybeceriksiz, elverişsiz, kullanışsız, sakarunhappilymaalesef, ne yazık kiunhappinesskeder, mutsuzluk, üzüntüunhappyaksi, kederli, münasebetsiz, mutsuz, şanssız, üzgün, yersizunharmedsağ salim, zarar görmemişunharmoniousahenksiz, uyumsuzunharnesskoşum takımını çıkarmakunhealthysağlığa zararlı, sağlıksız, zararlıunhearddinlenmemiş, duyulmamış, savunma yaptırılmamışunheededaldırış edilmeyen, ihmal edilmiş, önemsenmeyenunheedfuldalgın, dikkatsiz, ihmalci, umursamazunheedingdikkatsiz, ihmal eden, umursamayanunhelpfulyardım etmeyen, yardımcı olmayanunhesitatingtereddüd etmeden, tereddüdsüzunhinderedengellenemeyen, engellenmemiş, engelsizunhingeaklını oynatmak, kararsızlığa düşürmek, menteşelerinden çıkarmak, menteşelerini çıkarmak, sinir bozmakunhingedaklını oynatmak, kararsızlığa düşürmek, menteşelerinden çıkarmak, menteşelerini çıkarmak, sinir bozmakunhitchaçmak, çözmek, serbest bırakmakunhitchedaçmak, çözmek, serbest bırakmakunholydine aykırı, fena, kötücül, kutsal olmayanunhonoredödenmemiş, şereflendirilmemişunhonouredödenmemiş, şereflendirilmemişunhookçengelini çıkarmak, kancadan çıkarmak, kancadan kurtulmak, kancasını çıkarmakunhookedçengelini çıkarmak, kancadan çıkarmak, kancadan kurtulmak, kancasını çıkarmakunhopedbeklenmedik, umulmadıkunhorseatını almak, attan düşürmekunhurriedacelesiz, telaşsızunhurtincinmemiş, sağ salim, yarasızunhygienichijenik olmayanunibir, tekunicellulartek hücreliunicolortek renkliunicoloredtek renkliunicolourtek renkliunicolouredtek renkliunicorntek boynuzlu atunideaedfikirsiz, fikri olmayanunidentifiedkimliği belirlenemeyen, tanımlanamayanunidentifykimliği belirlenemeyen, tanımlanamayanunidimensionaltek boyutluunidirectionaltek yönlüunificationbirleşme, birleştirmeunifiedbirleşik, birleştirilmişuniformaynı, aynı yapmak, bir örnek, değişmeyen, forma, resmi elbise, standartlaştırmak, tekdüze, üniforma, üniforma giydirmekuniformedüniformalıuniformityaynılık, değişmezlik, istikrar, monotonluk, tekdüzelikuniformsaynı yapmak, forma, resmi elbise, standartlaştırmak, üniforma, üniforma giydirmekuniformtyaynılık, değişmezlik, istikrar, monotonluk, tekdüzelikunifyaynı yapmak, birleştirmekunifyingaynı yapmak, birleştirmekunilateraltek taraflı, tek yanlı, tek yönlüunilluminatedaydınlatılmamış, bilgisiz, cahil, ışıksızunimaginabledüşünülemez, tasavvur edilemezunimaginativehayal gücü olmayan, yaratıcı olmayanunimaginedbeklenmedik, umulmadıkunimpairedbozulmamış, zarar görmemişunimpassionedheyecansız, sönükunimpeachableçürütülemez, kusursuz, suçlanamaz, şüphe edilmezunimpededengellenmemiş, engelsizunimportanceönemsizlikunimportantmühim olmayan, önemsizunimposingetkileyici olmayan, görkemsizunimpressionableetki altında kalmayan, etkilenmeyenunimpressiveetkileyici olmayanunimproveddüzelmemiş, gelişmemiş, sürülmemişuninflectedbükümsüzuninfluencedetkilenmemişuninformedbilgisiz, cahil, haber verilmemiş, habersizuninhabitableoturulmaz, yaşanmazuninhabitedıssız, tenhauninjuredincinmemiş, yaralanmamış, zarar görmemişuninscribedkayıtsızuninspiredilhamsız, sönük, yavanuninspiringilham vermeyen, sönük, umut vermeyenuninstructedbilgi verilmemiş, talimat verilmemişuninsuredsigorta edilmemiş, sigortasızunintelligentakılsız, zeki olmayanunintelligibleanlaşılmazunintendedistemeden yapılan, kasıtsızunintentionalkasıtsızunintentionallydüşünmedenuninterestedilgilenmeyen, ilgisizuninterestingilgi çekmeyen, ilginç olmayanuninterruptedaralıksız, kesilmemiş, kesintisizuninviteddavetsizuninvitingçekici olmayanunionbilezik, birleşme, birlik, darülaceze, dernek, evlilik, ittifak, kavuşma, sendika, vida yuvasıunionismbirlikçilik, sendikacılıkunionistbirlikçi, sendika yanlısıunionizebirlik olmak, birlik yapmak, sendikalaşmakunionizedbirlik olmak, birlik yapmak, sendikalaşmakunionsbilezik, birleşme, birlik, darülaceze, dernek, evlilik, ittifak, kavuşma, sendika, vida yuvasıuniquebenzersiz, bir değerli, biricik, eşsiz, eşsiz şey, mükemmel, nadir şey, özgün, rakipsiz, tek, yegâneuniquenessbenzersizlik, eşsizlik, tek olmaunisexher iki cinse de uyan, üniseksunisexualtek cins, tek cinsliunisonahenk, aynı perdeli, uyumunisonousaynı perdeden, birlikte, uyumluunitbirim, birlik, bütünlük, öğe, üniteunitarybirimsel, bölünmez, üniteunitebağlamak, birleşmek, birleştirmek, birlik olmak, bitişmek, evlenmek, kaynaşmakunitedbirleşik, birleşmişunitingbağlamak, birleşmek, birleştirmek, birlik olmak, bitişmek, evlenmek, kaynaşmakunityberaberlik, birlik, bütünlük, teklikunivalentkimyasal bağ yapabilenuniverisityüniversiteuniversalçok amaçlı, evrensel, evrensel düşünce, genel olgu, genel veri, geniş kapsamlı, kapsamlı, üniversaluniversalitygenellik, yaygınlıkuniversalizeevrenselleştirmek, genelleştirmek, yaygınlaştırmakuniversealem, âlem, cihan, evren, kâinatuniversesalem, âlem, cihan, evren, kâinatuniversityüniversiteunivocaltek anlamlı, tek anlamlı sözcükunjustadaletsiz, haksız, insafsızunjustifiablegereksiz, yersizunjustifiedgayri meşru, haksız, yetkisizunjustlyhaksız olarak, haksız yere, insafsızcaunjustnessadaletsizlik, haksızlıkunkemptdağınık, düzensiz, hırpani, paçoz, taranmamışunkinddüşmanca, insafsız, kırıcı, nezaketsiz, sertunknowingbilgisiz, bilmeyen, cahil, habersizunknownbilinmeyen, bilinmez, gizli, meçhul, tanınmamış, yabancıunlabeledetiketsizunlabelledetiketsizunlaboredçalışılmamış, işlenmemiş, kolayunlabouredçalışılmamış, işlenmemiş, kolayunlacebağcıklarını çözmek, bağını çözmekunlacedbağcıklarını çözmek, bağını çözmekunladeboşaltmak, indirmekunladensorumlu olmayan, yüksüzunladylikebayana yakışmayan, hanıma yakışmayanunlamentedyası tutulmayanunlatchmandalını açmakunlatchedmandalını açmakunlawfulgayri meşru, illegal, kanunsuz, usulsüz, yasadışı, yolsuzunleadedkurşunsuzunlearnbırakmak, öğrendiğini unutmak, unutmak, vazgeçmekunlearnedbilgisiz, cahil, çalışarak öğrenilmeyenunlearntçalışarak öğrenilmeyenunleashsalmak, tasmasını çıkarmakunleashingsalmak, tasmasını çıkarmakunleavenedmayasızunless-den başka, -mezse, olmadıkça, olmazsaunletteredcahil, okumamış, okuması yazması olmayan, yazılmamış, yazısızunlikablehoş olmayan, hoşa gitmeyen, itici, nahoş, sevimsizunlikeaksine, benzemez, farklı, farklı olarak, yakışmayanunlikeablehoş olmayan, hoşa gitmeyen, itici, nahoş, sevimsizunlikelyihtimali olmadan, ihtimali olmayan, muhtemel olmayan, olası olmayan, olmaz, pek mümkün olmayanunlimitedkısıtlamasız, şartsız, sınırlanmamış, sınırsızunlimitednesssınırsızlıkunlinedastarsız, çizgisiz, kırışıksızunlinkçözmek, halkalarını ayırmak, zincirini açmakunlitaydınlatılmamış, ışıksız, karanlıkunloadaçılmak, anlatmak, boşaltmak, elden çıkarmak, satmakunloadeddoldurulmamışunloadingboşaltmaunlockaçmak, kilidini açmakunlockedaçık, kilitsizunlockingaçmak, kilidini açmakunlookedforbeklenmedik, hesapta olmayan, umulmadıkunlooseaçmak, bırakmak, çözmek, gevşetmek, koyvermek, serbest bırakmakunlovablesevilmeyen, sevimsizunlovedbeğenilmemiş, sevilmemişunlovelyçirkin, itici, sevimsizunlovingşefkâtsiz, sevgisiz, sevmeyenunluckilymaalesef, ne yazık kiunluckyaksi, başarısız, meymenetsiz, şanssız, tâlihsiz, uğursuzunmadebozulmuş, yapılmamışunmakebozmak, değiştirmekunmanadamsız bırakmak, cesaretini kırmak, hadım etmek, kadın gibi ağlatmak, kısırlaştırmak, sinirini bozmak, yumuşatmakunmanageableele avuca sığmaz, kontrol edilemez, yaramaz, yönetilemez, zaptedilemezunmanlyerkeğe yakışmaz, kadınca, kadınsı, korkak, zayıfunmannedadamsız kalmışunmannerlinessgörgüsüzlükunmannerlyayıp, görgüsüz, kaba, saygısız, terbiyesizunmarkedifadesiz, işaretsiz, not verilmemişunmarriedbekâr, evlenmemişunmaskfoyasını çıkarmak, gerçek yüzünü görmek, maskesi düşmek, maskesini çıkarmakunmaskingfoyasını çıkarmak, gerçek yüzünü görmek, maskesi düşmek, maskesini çıkarmakunmatchedbenzersiz, emsalsiz, eşsizunmeaninganlamsız, ifadesizunmeantistenmeden yapılmış, kasıtsız, kastedilmemişunmeasurableölçülemezunmeasuredaşırı, ölçülmemiş, ölçüsüzunmelodiousahenksiz, melodik olmayanunmentionableağza alınmaz, kelimelerle anlatılamaz, lâfı edilmez, sözü edilmezunmentionedbahsedilmemiş, dile getirilmemiş, sözü edilmemişunmercifulacımasız, insafsız, merhametsizunmercifullyacımasızca, insafsızca, zalimceunmeritedhaksızunmeritedlyhaksız olarak, haksız yereunmethodicalplansız, sistemsiz, usulsüzunmilitarysivilunmindfulaldırışsız, düşüncesiz, kayıtsız, unutkanunmistakableaçık, belliunmistakeableaçık, belliunmitigateddinmeyen, hafiflemeyen, tam, tam anlamıylaunmixedkarışmamış, katışıksız, sade, safunmodifieddeğiştirilmemişunmolestedrahat bırakılmışunmoorfora etmek, lenger çekmek, vira etmekunmooredfora etmek, lenger çekmek, vira etmekunmortgagedipoteksizunmountedatsız, çerçevesiz, monte edilmemiş, takılmamışunmournedyas tutulmamışunmovablekımıldamaz, taşınmazunmovedduygusuz, heyecanlanmayan, istifini bozmamış, yerinden kımıldamamışunmusicalahenksiz, geçimsiz, uyumsuzunnamablehaddi hesabı olmayan, ifade edilemezunnamedadı anılmayan, adsız, bahsedilmeyen, isimsizunnaturalanormal, doğal olmayan, doğaya aykırı, insanlık dışı, sapık, yapay, yapmacıkunnavigabledenize açılamaz, denize açılmaya müsait olmayanunnecessarilyboşu boşuna, boşuna, gereksiz yere, gereksizceunnecessarygereğinden fazla, gereksiz, lüzumsuzunneededgereksiz, lüzumsuzunneedfulfazla, gereksizunnegotiableciro edilemez, devredilemez, paraya çevrilemezunneighborlykomşuca olmayanunneighbourlykomşuca olmayanunnervecesaretini kırmak, sinirini bozmak, sinirlendirmekunnervedcesaretini kırmak, sinirini bozmak, sinirlendirmekunnervingcesaretini kırmak, sinirini bozmak, sinirlendirmekunnotedgözden kaçmış, göze çarpmadan, tanınmamışunnoticeablefarkedilemezunnoticedfarkedilmeden, farkedilmemiş, gözden kaçmış, göze çarpmadanunnumberednumaralanmamış, numarasız, sayılmamış, sayısızunobjectionablealeyhinde konuşulamaz, itiraz edilemez, sakıncasızunobligingaldırışsız, faydasız, ilgisiz, yararsızunobservantdikkat çekmeyen, dikkatsizunobserveddikkat edilmemiş, farkedilmemiş, gözden kaçmışunobstructedaçık, engellenmemiş, kapatılmamışunobtainablebulunmaz, elde edilemez, sağlanamazunobtrusivegöze çarpmayan, kendi halinde, mütevaziunoccupiedboş, işsiz, oturulmayanunoffendingdokunmaz, zararsızunofficialgayri resmi, resmi olmayanunopenedaçılmamış, kapalıunopposedkarşı çıkılmayan, muhalefetsiz, rakipsizunorganisedorganize olmamış, örgütlenmemiş, sendikalaşmamışunorganizedorganize olmamış, örgütlenmemiş, sendikalaşmamışunoriginalbaşlangıçta olmayan, orijinal olmayanunorthodoxortodoks geleneklerine uymayan, ortodoks olmayanunostentatiousgösterişsizunownedsahipsizunpackaçmak, bavuldan çıkarmak, boşaltmakunpackedaçmak, bavuldan çıkarmak, boşaltmakunpaidalacaklı, karşılıksız, ödenmemiş, pulsuz, ücretsizunpaintedboyanmamış, boyasızunpalatablehoş olmayan, tatsızunparalleledbenzersiz, eşsizunpardonableaffedilmez, bağışlanamazunparliamentarykaba, parlamentoya uymayanunpatrioticvatansever olmayanunpedigreedcins olmayan, soyu belli olmayanunpeoplednüfusunu azaltmakunperceivedanlaşılmamış, farkına varılmamışunperformedoynanmamış, yapılmamış, yerine getirilmemişunpersonadam yerine koyulmayan kimse, gözden düşmüş kimseunperturbablyağırbaşlı, sakin, soğukkanlıunperturbedistifini bozmadan, sakin, soğukkanlıunpickayırmak, çözmek, sökmekunpickeddikişleri sökülmüş, seçilmemişunpinaçmak, toplu iğnelerini çıkarmakunpinnedaçmak, toplu iğnelerini çıkarmakunpitiedacımasız, merhametsizunpityingamansızunplaitaçmak, örgüsünü açmakunplannedplansızunplayableçalınamaz, oynanamazunpleasantçirkin, hoş olmayan, nahoş, sıkıcı, tatsızunpleasantlyfena halde, soğuk bir şekildeunpleasantnesshoş olmayan durum, kavga, tatsızlıkunpleasentçirkin, hoş olmayan, nahoş, sıkıcı, tatsızunpleseantçirkin, hoş olmayan, nahoş, sıkıcı, tatsızunplugfişini çekmekunpluggedfişini çekmekunplumbedderinliği ölçülmemiş, iskandil edilmemiş, keşfedilmemişunpoeticşiirsel olmayanunpoeticalşiirsel olmayanunpolishedboyanmamış, cilalanmamış, cilasız, kaba, terbiyesizunpollutedkirletilmemiş, temizunpopularpopüler olmayan, rağbet görmeyen, tutulmayanunpostedbilgi verilmemiş, haberi olmayan, postalanmamışunpracticalkullanışsız, pratik olmayan, uygulanamazunpracticeddeneyimsiz, pratiği olmayan, tecrübesizunpractiseddeneyimsiz, pratiği olmayan, tecrübesizunprecedentbenzeri yaşanmamış, eşi benzeri görülmemiş, eşi görülmemiş, örneğine rastlanmamışunprecedentedbenzeri yaşanmamış, eşi benzeri görülmemiş, eşi görülmemiş, örneğine rastlanmamışunprecendentedbenzeri yaşanmamış, eşi benzeri görülmemiş, eşi görülmemiş, örneğine rastlanmamışunpredictablene yapacağı belli olmaz, önceden bilinmez, sağı solu belli olmazunprejudicedhaklarına dokunmayan, önyargısız, peşin hükümsüz, tarafsızunpremeditatedkasıtsız, önceden plânlanmamışunpreparedhazırlanmamış, hazırlıksızunpreparedlyhazırlıksız olarakunprepossessingcazibesiz, çekici olmayan, itici, sevimsizunpresentableinsan içine çıkamaz, sunulamaz, takdim edilemezunpresumingalçakgönüllü, mütevaziunpretendingalçakgönüllü, gösterişsiz, iddiasız, mütevaziunpretentiousalçakgönüllü, gösterişsiz, iddiasız, mütevaziunpretentiousnessgösterişsizlik, iddiasızlık, tevazuunprincipledahlaksız, ahlaksızca olan, prensipsizunprintablebasılamaz, müstehcenunprintedbasılmamış, baskısız, desensizunprocurablebulunmaz, elde edilemezunproductiveatıl, bereketsiz, kâr etmeyen, verimsizunproductivenessbereketsizlik, kârsız olma, verimsizlikunprofessionalmesleği olmayan, meslek ahlâkına aykırı, meslek kurallarına aykırı, profesyonelce olmayanunprofitableboş, faydasız, kâr etmeyen, kârsız, verimsizunprogressivegelişme göstermeyen, gerici, ilerlemeyen, tutucuunpromisinggelecek vaadetmeyen, ümit verici olmayan, umut vermeyenunpromptedihtiyari, isteğe bağlı, istemliunpropitiouselverişsiz, uygunsuzunpropitiousnessgösterişsizlik, iddiasızlık, tevazuunproportionaloransız, orantısızunprotectedaçık, korumasız, korunmasızunprovedispatlanmamış, ispatsızunprovenispatlanmamış, ispatsızunprovidedgafil, hazırlıksız, mahrum, yoksununprovokedkışkırtılmamış, sebepsiz, tahrik edilmemişunpublishablebasılamaz, yayınlanamazunpublishedaçıklanmamış, basılmamış, yayınlanmamışunpunctualdakik olmayan, geç kalanunpunishedcezalandırılmamış, cezasız kalmışunputdownableelden bırakılmayacak kadar ilginç, elden düşürülemez, sürükleyiciunqualifieddiplomasız, ehliyetsiz, koşulsuz, mutlâk, şartsız, vasıfsız, yetersizunquenchablebastırılamaz, söndürülemez, sönmezunquestionablekesin, sorgulanamaz, su götürmez, tartışılmaz, tartışma götürmezunquestionedkesin, sorgulanmamış, sorgusuz sualsiz, şüphesizunquestioningkayıtsız şartsız, kesinunquestioninglykayıtsız şartsız, kesin olarakunquotetırnağı kapatmak, tırnak işareti koymakunquotedalıntı yapılmamış, kayıtlı olmayanunravelaydınlatmak, çözmek, çözülmek, sökmek, sökülmekunraveledsökülmüşunravelingaydınlatmak, çözmek, çözülmek, sökmek, sökülmekunravelledsökülmüşunravellingaydınlatmak, çözmek, çözülmek, sökmek, sökülmekunreadcahil, okumamış, okunmamışunreadableokunaksız, okunamayan, sıkıcıunreadyçabuk davranmayan, hazır değil, hazırlıksızunrealdüşsel, gerçek dışı, hayali, sahteunrealisticgerçekçi olmayanunrealitygerçek olmama, gerçeksizlik, gerçekte olmayan şeyunrealizablegerçekleştirilemez, satılamazunrealizedanlaşılmamış, gerçekleştirilmemiş, idrak edilmemişunreasonakılsızlık, anlamsızlık, mantıksızlıkunreasonableabes, akıl almaz, anlamsız, aşırı, fahiş, lâf anlamaz, makul olmayan, mantıksız, saçmaunreasoningakıl almaz, akılsız, mantıksızunreceptiveaçık olmayan, kavramayan, kolay anlamayanunreclaimeddeğişmemiş, geri istenmemiş, işlenmemiş, vazgeçmemişunrecognisekabul edilmemiş, kıymeti bilinmeyen, onaylanmamış, tanınmamışunrecognisedkabul edilmemiş, kıymeti bilinmeyen, onaylanmamış, tanınmamışunrecognizabletanınmazunrecognizekabul edilmemiş, kıymeti bilinmeyen, onaylanmamış, tanınmamışunrecognizedkabul edilmemiş, kıymeti bilinmeyen, onaylanmamış, tanınmamışunreconciledbarışmamış, uzlaşmamışunrecordedboş, kaydedilmemiş, kayıtsız, yazılmamışunredeemedazaltılmamış, günahtan arınmamış, ödenmemiş, rehinden kurtarılmamış, tam, tutulmamış, yerine getirilmemişunredresseddüzeltilmemiş, telâfi edilmemişunreelmakaradan çözmek, makaradan çözülmekunrefinedarıtılmamış, ham, kabaunreflectingdüşüncesiz, hiç düşünmeyen, yansımasız, yansıtmayanunreformeddüzelmemiş, düzeltilmemiş, yola gelmemişunregardedihmal edilmiş, önemsenmemişunregenerateahlaksız, düzelmemiş, tövbekâr olmamışunregisteredkaydedilmemiş, kayıtsız, taahhütsüzunrehearseddoğaçtan, hazırlıksız, provasızunreindizginlerini bırakmak, serbest bırakmakunrelatedakraba olmayan, alâkasız, bağlantısız, ilgisizunrelentingacımasız, boyun eğmez, gevşemeyen, katı yürekli, sertunreliabilitykaypaklıkunreliablegüvenilmez, inanılmaz, kaypakunrelievedhafiflememişunremittingaralıksız, devamlı, sürekliunremunerativekârsız, kazançsızunrepentantpişman olmayan, tövbe etmezunrequitedcezasız kalmış, karşılıksız, ödüllendirilmemişunreservedaçık sözlü, çekinmeyen, koşulsuz, sınırlanmamış, tamunresistingdirençsiz, karşı koymayanunresolvedayrışmamış, çözümlenmemiş, çözünmemiş, kararsızunresponsiveihtiyacı karşılamayan, tepkisizunresthuzursuzluk, karışıklık, rahatsızlıkunrestfulhuzursuz, rahatsız, rahatsız edici, sıkıntılıunrestingdurmak bilmeyenunrestrainedfrenlenmemiş, kontrolsüz, serbestunrestraintdenetimsizlik, serbestlik, sınırsızlıkunrestrickedkısıtlanmamış, serbest, sınırlamasız, sınırsızunrestrictedkısıtlanmamış, serbest, sınırlamasız, sınırsızunreturnedcevapsız, geri verilmemiş, karşılıksız, yeniden seçilmemişunreviseddüzeltilmemiş, tekrar gözden geçirilmemişunrewardedödüllendirilmemişunrhymedkafiyesizunriddleçözmek, halletmekunrigdonanımı çıkarmak, sökmekunrighteousadaletsiz, günahkâr, haksız, kötüunrighteousnessadaletsizlik, haksızlıkunripdikişlerini sökmek, yırtıp açmakunripeham, kabak, olgunlaşmamış, olmamışunripenesshamlık, olgun olmayışunrippeddikişlerini sökmek, yırtıp açmakunrivaledeşsiz, rakipsizunrivalledeşsiz, rakipsizunrobesoymakunrollaçmak, göz önüne sermekunrolledaçmak, göz önüne sermekunropeçözmek, çözülmek, ipini çözmekunruffleddurgun, düzgün, sakin, telâşsızunruledçizgisiz, kendine hakim olamayan, kendini tutamayanunrulyasi, azılı, ele avuca sığmaz, serkeşunsaddleattan düşürmek, eyerini çıkarmakunsaddledeyersizunsafeemin olmayan, emniyetsiz, güvenli olmayan, tehlikeliunsaiddile getirilmemiş, söylenmemişunsalariedfahri, maaşsızunsanctionedonaylanmamışunsanitarysağlıkla ilgili olmayan, sağlıksızunsatisfactorysudan, tatmin edici olmayan, yetersizunsatisfiedödenmemiş, tatmin olmamış, tatminsiz, yerine getirilmemiş, yetersizunsatisfyingsudan, tatmin edici olmayan, yetersizunsaturateddoymamışunsavedkaydedilmemişunsavoryberbat, kötü kokulu, kötü tatlı, lezzetsiz, tadı kötüunsavouryberbat, kötü kokulu, kötü tatlı, lezzetsiz, tadı kötüunsaysözünü geri almakunscalabletırmanılamazunscathedincinmemiş, sağ salim, yarasız, zarar görmemişunscheduledplânlanmamış, programda olmayanunscholarlybilgisiz, okumamışunschooleddoğal, eğitilmemiş, okumamışunscientificbilimsel olmayanunscrambleçözmek, deşifre etmek, düzeltmekunscrewvidaları çıkmak, vidalarını sökmekunscriptedönceden yazılmamış, yazıdan okunmamışunscrupulousahlaksız, vicdansızunsealaçığa vurmak, açmak, mührünü açmakunsealedaçık, açılmış, mühürsüz, sonuçlandırılmamışunsearchablearaştırılamaz, gizliunseasonablemevsimsiz, yersiz, zamansızunseasonedacemi, alışmamış, baharatsız, çeşnisiz, fırınlanmamışunseatbinicisini düşürmek, görevden almak, koltuğundan etmek, sırtından atmak, yerinden etmekunseatedgörevden alınmışunseatingbinicisini düşürmek, görevden almak, koltuğundan etmek, sırtından atmak, yerinden etmekunsecuredgüvencesiz, güvensiz, sağlam olmayan, teminâtsızunseededdereceye giremeyenunseeingdikkatsiz, görmeyen, körunseemlinessuygunsuzluk, yakışmamaunseemlymünasebetsiz, olmaz, uygunsuz, yakışık almaz, yakışmayanunseengizli, görülmemiş, görünmeyen, ön çalışmasızunselfishbencil olmayan, fedakâr, kendini düşünmeyen, özgecil, özveriliunselfishnessfedakârlık, kendini düşünmeme, özveriunsensationalduygusal olmayan, heyecansız, sıkıcıunserviceableişe yaramaz, kullanılmayan, yararsızunsettledüzenini bozmak, heyecanlandırmak, huzurunu kaçırmak, karıştırmak, sarsmak, yerinden çıkarmakunsettledaskıda, belirsiz, huzursuz, kararlaştırılmamış, kararsız, ödenmemiş, oturmamış, yerleşilmemiş, yerleşmemişunsettlingdüzenini bozmak, heyecanlandırmak, huzurunu kaçırmak, karıştırmak, sarsmak, yerinden çıkarmakunsexkadınlıktan çıkarmakunsexedkadınlıktan çıkarmakunshackleserbest bırakmak, zincirlerini çıkarmakunshackledserbestunshadedgölgelenmemiş, karartılmamış, sertunshakablemetin, sağlam, sarsılmazunshakeablemetin, sağlam, sarsılmazunshakenmetin, sağlam, sarsılmazunshapelybiçimsiz, şekilsizunshavedtıraş olmamış, tıraşsızunshaventıraş olmamış, tıraşsızunsheathekınından çıkarmakunsheathedkınından çıkmışunshellkabuğundan çıkarmak, kabuğunu çıkarmakunshelledkabuğundan çıkarmak, kabuğunu çıkarmakunshelteredkorumasız, sipersizunshipfora etmek, gemiden boşaltmak, gemiden indirmekunshippingfora etmek, gemiden boşaltmak, gemiden indirmekunshodayakkabısız, nalsız, yalınayakunshortenedkısaltılmamışunshrinkablebüzülmez, çekmez, küçülmezunshrinkingçekinmez, çekmeyen, sarsılmazunsightedgörmeyen, görülmemiş, kör, nişangâhsızunsightlyçirkin, göz zevkini bozan, göze hoş görünmeyenunsignedimzasız, notaya dökülmemişunsizedkarışık, kolalanmamış, numaralarına göre ayrılmamışunskilfulbeceriksiz, yeteneksizunskilledacemi, beceri gerektirmeyen, deneyimsiz, vasıfsızunskillfulbeceriksiz, yeteneksizunskimmedkaymağı alınmamışunslakedbastırılmamış, doymamış, sönmemişunsleepinguykusuz, uyumayanunsmilingciddi, gülmeyen, somurtkanunsnarlaçmakunsociableçekingen, sokulgan olmayanunsocialasosyal, çekingen, sokulgan olmayanunsoiledlekesiz, temizunsoldelde kalmış, satılmamışunsolderlehimini açmakunsolicitedistenmeden verilmiş, istenmemiş, talep edilmeden yapılmışunsolvableçözülemez, çözümsüzunsolvedçözülmemiş, halledilmemişunsophisticatedbozulmamış, deneyimsiz, doğal, içeriksiz, kafasız, sade, safunsoughtaranmamış, araştırılmamışunsoundbozuk, çürük, geçersiz, güvenilmez, hafif, hasta, hatalı, sağlıksızunsoundnessbozukluk, çürüklük, geçersizlik, güvenilmezlik, hasta olma, sağlıksızlıkunsparingbitmek bilmez, bol, cömert, esirgemeyen, kıyanunspeakableağza alınmaz, kelimelerle anlatılmaz, söylenemezunspecifiedbelirtilmemiş, özellikle belirtilmemişunspentharcanmamış, yorulmamışunspoiledbozulmamış, çürümemiş, şımarmamışunspoiltbozulmamış, çürümemiş, şımarmamışunspokensöylenmemişunsportingsportmence olmayanunsportsmanlikecentilmence olmayan, sportmence olmayanunspottedbeneksiz, farkedilmemiş, görünmeden, lekesiz, temizunstabilityistikrarsızlıkunstabledeğişken, dengesiz, güvenilmez, istikrarsız, kararsız, oynak, sağlam olmayanunstainedlekesiz, renksiz, temizunstampeddamgasız, pulsuzunsteadinessdeğişkenlik, istikrarsızlık, kararsızlık, sabit olmamaunsteadydeğişken, düzensiz, güvenilmez, istikrarsız, kararsız, sabit olmayan, sallananunstickayırmak, koparmakunstintedbol, esirgenmemiş, kısıtlanmamış, sınırsızunstitchdikişlerini sökmek, sökmekunstitcheddikişleri sökülmüş, sökülmüşunstitchingsökmeunstopaçmak, tıkanmış yeri açmak, tıpasını çıkarmakunstoppedaçmak, tıkanmış yeri açmak, tıpasını çıkarmakunstrainedfiltre edilmemiş, gerilmemiş, süzülmemiş, yapmacıksızunstrapaskısını çıkarmak, kayışını çıkarmakunstressedgerilmemiş, vurgusuzunstringgevşetmek, ipini çıkarmak, ipten çıkarmak, sinirini bozmak, sinirlendirmek, tellerini çıkarmakunstrungipsiz, sinirleri bozuk, telleri çıkarılmış, telleri gevşemişunstuckayrılmak, gevşek, gevşemişunstudieddoğal, önceden hazırlanmamış, üzerinde çalışılmamış, yapmacıksızunsubmissiveasi, dik kafalıunsubstantialbesleyici olmayan, gerçek dışı, gerçekte olmayan, hafif, önemsizunsubstantiateddoğrulanmamış, ispatlanmamış, nedensizunsuccesfulbaşarısız, şanssızunsuccessbaşarısızlıkunsuccessfulbaşarısız, şanssızunsuitabilityuygun olmama, uygunsuzluk, uymamaunsuitableelverişsiz, uygun olmayan, uygunsuz, uymayan, uymazunsuitedelverişsiz, uygun olmayanunsulliedlekesiz, tertemizunsungduyulmamış, tanınmamışunsureemin olmayan, emniyetsiz, riskliunsurmountableaşılmazunsurpassableaşılmaz, geçilmezunsurpassedeşsiz, üstünunsusceptiblealdırmaz, etkilenmez, hassas olmayanunsuspectedşüphe edilmeyen, umulmadıkunsuspectingkuşkulanmayan, şüphelenmeyenunsuspiciousgüvenilir, kuşkucu olmayan, saf, şüpheci olmayanunsweetenedşekersiz, tatlandırılmamış, tatsızunswervingdeğişmez, sapmaz, şaşmaz, yolundan şaşmazunswornyeminsizunsympatheticanlayışsız, halden anlamayan, sevimsiz, soğukunsystematicplansız, sistemsizuntaintedbozulmamış, lekesiz, namusluuntalentedbeceriksiz, kabiliyetsiz, yeteneksizuntamableevcilleşmezuntamedevcilleşmemiş, yabaniuntangleaçmak, çözmek, halletmekuntannedbronzlaşmamış, tabaklanmamış, yanmamışuntappeddelinmemiş, kullanılmayan, tıpası çıkarılmamışuntarnishedkararmamış, lekesizuntastedtadılmamışuntaughtdoğuştan olan, eğitilmemiş, öğretilmemiş, okumamışuntaxedvergilendirilmemişunteachableöğrenemez, öğretilemez, söz dinlemezuntemperedsu verilmemiş, tavlanmamış, yatıştırılmamışuntenablesavunulmazuntenantedkiracısız, kiralanmamışunthankfulnankör, şükranla ödenmeyenunthinkableakla gelmez, düşünülemez, olanaksızunthinkingdüşüncesiz, düşüncesizce yapılanunthoughtdüşünülmemişunthreadaçmak, ipini çıkarmak, ipten çıkarmak, yolunu bulmakunthriftymüsrif, savurgan, tutumsuz, verimsizuntidinessdağınıklık, düzensizlik, pasaklılıkuntidydağılmış, dağınık, derbeder, düzensiz, kılıksız, pasaklı, savrukuntieaçmak, çözmek, halletmekuntiedaçmak, çözmek, halletmekuntildeğin, dek, -inceye kadar, kadaruntilledişlenmemişuntimelinessyersiz oluş, zamansız oluşuntimelymünasebetsiz, vakitsiz, vaktinden önce olan, yersiz, zamansızuntoldaçıklanmamış, anlatılmamış, anlatılmaz, hesapsız, sayısız, söylenmemiş, tarifsizuntolerablehoşgörülmezuntouchabledokunulması yasak, dokunulmaz, parya, ulaşılamazuntouchedbakire, bozulmamış, dokunulmamış, el değmemiş, el sürülmemiş, ellenmemiş, etkilenmemiş, rötuşsuzuntowardaksi, huysuz, şanssız, uğursuz, uygunsuz, yersizuntraceableizi bulunamaz, izlenemezuntrainedacemi, antremansız, eğitilmemiş, tecrübesiz, terbiye edilmemişuntrammeledengellenmemiş, kısıtlanmamış, serbestuntrammelledengellenmemiş, kısıtlanmamış, serbestuntransferabledevredilemezuntranslatableçevirisi yapılamaz, tercüme edilemezuntraveleddar görüşlü, kullanılmayanuntriedbakılmamış, denenmemiş, yargılanmamışuntroddenayak basılmamış, bakiruntroubleddertsiz, durgun, rahat, sakin, sıkıntısızuntrueeğri, sadakâtsiz, sahte, uydurma, vefasız, yalan, yanlışuntrustworthinessdöneklik, güvenilmezlikuntrustworthydönek, güvenilmezuntrustygüvenilmezuntruthasılsızlık, sahtelik, uydurma, vefasızlık, yalanuntruthfulasılsız, sahte, uydurma, vefasız, yalan, yalancıuntunedahenksiz, akortsuz, uyumsuzuntunefulmelodisiz, nağmesizunturnedçevrilmemişuntutoredcahil, eğitimsiz, safuntwineaçılmak, açmak, çözmek, çözülmek, halletmekuntwistaçılmak, açmak, çözmek, halletmekuntyingaçmak, çözmek, halletmekunusablefaydasız, kullanılmazunusedalışmamış, kullanılmamış, kullanılmayan, yepyeniunusualacayip, alışılmadık, ender, nadir, olağandışı, tuhafunusuallyolağandışı olarakunusualnessolağandışılıkunutterableağza alınmaz, aşağılık, kelimelerle anlatılamaz, söylenemez, tarifsizunvalueddeğer verilmemiş, değeri belirtilmemiş, önemsenmemiş, paha biçilmemişunvariedaynı kalmış, değişmemişunvarnishedcilasız, çıplak, salt, süssüz, verniksiz, yalınunvaryingdeğişmeyen, değişmezunveilaçığa vurmak, açıklamak, açılışı yapılmak, açılışını yapmak, ortaya çıkarmak, örtüsünü açmak, peçesini kaldırmakunveiledaçığa vurmak, açıklamak, açılışı yapılmak, açılışını yapmak, ortaya çıkarmak, örtüsünü açmak, peçesini kaldırmakunveilingaçığa vurmak, açıklamak, açılışı yapılmak, açılışını yapmak, ortaya çıkarmak, örtüsünü açmak, peçesini kaldırmakunverifieddoğrulanmamış, tetkik edilmemişunversedacemi, tecrübesizunvoicedaçıklanmamış, sessiz, söylenmemiş, ünsüzunvoucheddoğrulanmamış, teyidedilmemişunwantedistenmemiş, istenmeyenunwarinessihtiyatsızlık, tedbirsizlikunwarlikebarışçı, barışseverunwarrantablehoşgörülmez, mazur gösterilemez, özürsüz, savunulamazunwarrantedhaksız, hoşgörülmez, mazur görülemez, yersizunwarydikkatsiz, gafil, ihtiyatsız, tedbirsiz, uyanık olmayanunwashedyıkanmamışunwaveringdeğişmez, sabit, sarsılmazunweariedyorulmak bilmez, yorulmamış, yorulmazunwearyingbıkmaz, yorulmak bilmezunwedbekâr, evlenmemişunweddedbekâr, evlenmemişunwelcomehoş karşılanmayan, istenmeyen, tatsızunwellhasta, iyi değil, keyifsiz, rahatsızunwettedıslatılmamışunwholesomeağır, ahlâk bozucu, hastalıklı, sağlığa zararlı, sağlıksız, zararlıunwieldinesshantallıkunwieldyağır, hantal, havaleli, kullanışsızunwillinggönülsüz, isteksizunwillinglygönülsüzce, isteksizce, istemeye istemeye, istemeyerekunwillingnessgönülsüzlük, isteksizlikunwindaçılmak, açmak, çözmek, dolanmış şeyi açmak, gevşemekunwindingaçılmak, açmak, çözmek, dolanmış şeyi açmak, gevşemekunwinkingdik dik bakan, tetikte, uyanıkunwisdomakılsızlıkunwiseakılsız, akılsızca olan, makul olmayanunwisheddileğinden vazgeçmişunwittingfarkında olmayan, habersiz, kasıtsızunwomanlykadına yakışmayan, kadınca olmayanunwontedalışılmamış, alışmamış, nadir, olağandışıunworkableişlenemez, kullanışsız, uygulanamazunworkedçıkarılmamış, işlenmemişunworkmanlikeiyi yapılmamış, ustaca yapılmamışunworldlybu dünya ile ilgili olmayan, manevi, ruhani, saf, toyunwornhiç giyilmemiş, tertemiz, yepyeniunworthyalçakça, aşağılık, değmez, hak etmeyen, lâyık olmayan, yakışmazunwoundaçılmamış, çözülmemiş, kurulmamışunwrapaçmak, paketini açmakunwrinkledkırışıkları düzeltilmiş, kırışıksızunwrittenyazılmamışunyieldingboyun eğmez, inatçı, sertunyokeboyunduruğunu çıkarmak, boyunduruktan kurtarmakunzipdirencini kırmak, fermuarını açmak, halletmekunzippeddirencini kırmak, fermuarını açmak, halletmekupartırmak, artış, ayaklanmış, ayakta, çıkış, çıkmış, dik, hepsini, içeride, keyifli, kuzeye, mutluluk veren şey, olmakta, olmuş, önde, şehre giden, tepesinde, ümitli, üstün, uyarıcı, uyuşturucu almak, yukarı, yukarı giden, yukarıya, yükselmiş, yükseltmekup!kalk!, yaşasın!, yukarı!upandcomingaçıkgöz, geleceği parlak, gelecek vaadeden, girişken, ümit vericiupasupas, upas ağacı özsuyuupbeateğlenceli, neşeli, vurgusuz tempoupbraidazarlamak, çıkışmak, haşlamakupbraidingazarlama, azarlayıcıupbringingyetişme, yetiştirmeupcasthava bacası, yukarıya bakan, yukarıya dönükupchuckkusarak çıkarmak, kusmakupcomingmeydana gelmek üzere olan, olmak üzere olanupcountryiç kesimlerde, iç kesimlerdeki, iç tarafta, taşra, taşralı, ülkenin iç kesimleriupdategüncel veriler, güncelleştirme, güncelleştirmek, modernize etmek, modernleştirme, modernleştirmekupdokabarık saç modeliupdrafthavanın yükselmesi, yukarı çekişupdraughthavanın yükselmesi, yukarı çekişupendaltüst etmek, başaşağı etmek, boca etmek, dikine oturtmak, dikmek, tersini yapmakupendedaltüst etmek, başaşağı etmek, boca etmek, dikine oturtmak, dikmek, tersini yapmakupendingaltüst etmek, başaşağı etmek, boca etmek, dikine oturtmak, dikmek, tersini yapmakupfrontaçık, belirgin, belli, dürüst, öndeupgradeartan, artırmak, düzeltmek, iyileştirmek, terfi ettirmek, yokuş, yokuş yukarı, yükselen, yükseltmekupheavalayaklanma, büyük değişiklik, devrim, kabarma, karışıklık, yükselmeupheavekaldırmak, yükselmek, yükseltmekuphelddesteklemek, devam ettirmek, kaldırmak, onaylamak, sürdürmek, tutmak, uygun bulmakuphillyokuş yukarı, yokuş yukarı giden, yukarıya, yükselen, zahmetliupholddesteklemek, devam ettirmek, kaldırmak, onaylamak, sürdürmek, tutmak, uygun bulmakupholderdestek, savunan kimseupholdingdesteklemek, devam ettirmek, kaldırmak, onaylamak, sürdürmek, tutmak, uygun bulmakupholsterdöşemek, kaplamakupholstereddöşemek, kaplamakupholstererdöşemeci, koltukçuupholsterydöşeme, döşemecilik, döşemelik kumaşupkeepbakım, bakım masrafı, geçimupliftcanlandırmak, iyileştirme, kalkındırma, kalkındırmak, ruhu şenlenme, yüceltme, yüceltmek, yukarı dikmek, yukarı kaldırmak, yükseltmekupliftedcanlandırmak, kalkındırmak, yüceltmek, yukarı dikmek, yukarı kaldırmak, yükseltmekupliftingcanlandıran, canlandırıcı, neşelendirici, ruhu şenlendiriciupmarketşık, sosyete müşteriye hitap edenupmostbirinci, en baştaki, en üsttekiuponüzerinde, üzerineupperamfetamin, üst, üst diş, üst parça, üstteki, uyarıcıuppercutalttan vuruş, aparkatuppermostbirinci, en baştaki, en üste, en üstteki, en yukarıyauppishkendini beğenmiş, kibirli, mağruruppitykendini beğenmiş, kibirli, mağrurupraisehavaya kaldırmak, kaldırmakupraisedhavaya kaldırmak, kaldırmakuprightdik, dik duran şey, dik olarak, dikey, direk, dürüst, kale, kalkık, kuyruksuz piyano, namusluuprightlydik, dikey olarak, dimdikuprightnessdoğruluk, dürüstlük, namuslulukuprisingayaklanma, başkaldırma, isyan, kabarma, kalkma, yükselmeupriverakıntıya karşı, kaynağa yakın, nehrin yukarısındaki, suyun kaynağına doğruuproarcurcuna, gürültü, hengâme, kargaşa, şamatauproariouscurcunalı, gürültülü, kahkahaya boğan, şamatacı, şamatalıuprootkökünden sökmek, kökünü kazımak, uzaklaştırmakuprootingkökünden sökmek, kökünü kazımak, uzaklaştırmakupsetalabora etmek, alabora olma, altüst etmek, altüst olmak, altüst olmuş, beklenmedik yenilgi, bozgun, bozmak, bozuk, bozukluk, bozulma, bozulmak, bozulmuş, bulandırmak, bulanmış, devirme, devirmek, devrilme, devrilmek, devrilmiş, karışıklık, keyfini kaçırmak, sinirli, üzgünupsetsalabora etmek, alabora olma, altüst etmek, altüst olmak, beklenmedik yenilgi, bozgun, bozmak, bozukluk, bozulma, bozulmak, bulandırmak, devirme, devirmek, devrilme, devrilmek, karışıklık, keyfini kaçırmakupshotnetice, son, sonuçupsideüst tarafupsidedownbaşaşağı, tepetaklak, tersupstagegölgede bırakmak, hiçe saymak, kendini beğenmiş, kibirli, kibirli davranmak, küçük görmek, sahne arkası, sahne arkasına, sahne arkasında, sahne arkasındakiupstairsaklen, kafadan, üst kat, üst kata, üst katlar, üst katta, yukarıdaupstandingdik, dinç, doğru, dürüstupstartbirden zengin olan, birden zengin olan kimse, sonradan görme, yeni zenginupstartsbirden zengin olan kimse, sonradan görme, yeni zenginupstateşehir dışı, şehir dışına, şehir dışında, şehir dışındaki, şehrin kuzeyi, şehrin kuzeyinde, şehrin kuzeyindeki, taşra, taşrada, taşradakiupstreamakıntıya karşı, kaynağa yakın, nehrin yukarısındaki, suyun kaynağına doğruupstrokeyukarı doğru kuyruk çekme, yukarı doğru vuruşupsurgehızlı artış, kabarma, kabarmak, yükselme, yükselmekupsweeptepede toplanmış saç, topuz, yukarıya kıvrım, yukarıya meyilupswingdüzelme, ilerleme, iyileşmeupsydaisy!hoppala!uptakeanlama, hava bacası, kaldırma, kavrama, kazan borusuupthrowyer yükselmesi, yukarıya fırlatmaupthrustkabarma, yükselmeuptightgergin, hırslı, sinirli, telaşlı, tutucuuptodateaktüel, bugünkü, çağdaş, güncel, modernuptownşehir dışına, şehir dışında, şehrin yukarı kısmı, şehrin yukarısına, şehrin yukarısındakiuptrendilerleme, yükselişupturnaltüst etmek, çevirmek, düzelme, iyiye gitme, ters çevirmek, tersi dönme, yukarı çevirme, yukarı çevirmekupturnedalabora olmuş, kalkık, ters dönmüşupwarddaha fazla, itibaren, yukarı, yukarıyaupwardsdaha fazla, itibaren, yukarı, yukarıyaupwindrüzgâra karşıuraemiaüremiuranalysisidrar tahliliuraniumuranyumuranographygök haritası, gökcisimlerini tanımlama bilimiuranusuranusurbankentsel, şehir, şehirli, şehre aiturbaneince, kibar, medeni, nazikurbanenesskibarlık, medenilik, nezaket, uygarlıkurbanisationkentleşme, kibarlaşma, nazikleşme, şehirleşmeurbanitykibarlık, medenilik, nezaket, uygarlıkurbanizationkentleşme, kibarlaşma, nazikleşme, şehirleşmeurbanizekentleştirmek, kibarlaştırmak, şehirleştirmekurbanizedkentleştirmek, kibarlaştırmak, şehirleştirmekurbanizingkentleştirmek, kibarlaştırmak, şehirleştirmekurchinafacan, deniz kestanesi, kirpi, sokak çocuğu, yaramaz çocukurduurdu diliureaüreurealüre, üre ile ilgiliuremiaüremiurethraidrar yolu, üretraurgearzu, baskı yapmak, dürtü, ileri sürmek, ısrar etmek, ısrarla tavsiye etmek, istek, kışkırtma, sevketmek, sıkıştırmek, teşvik etmek, zorlama, zorlamakurgencyacele, aciliyet, baskı, ısrar, kaçınılmazlık, zorunlulukurgentacele, acil, ısrarcı, ısrarlı, ivedi, kaçınılmaz, önemli, zorunluurgentlyacilenurgingbaskı yapmak, ileri sürmek, ısrar etmek, ısrarla tavsiye etmek, sevketmek, sıkıştırmek, teşvik etmek, zorlamakuricidrarla ilgili, ürikurinalçiş kabı, pisuar, sürgüurinalysisidrar tahliliurinaryidrar, sidikurinateçiş yapmak, işemekurinationçiş yapma, işemeurineçiş, idrar, sidikurnayaklı vazo, ölü küllerinin saklandığı kap, semaverurologistürologurologybevliye, ürolojiursadişi ayıursineayı gibi, ayıya benzerurticariakurdeşen, ürtikeruruguayuruguayuruguayanuruguay, uruguaylıusbiz, bize, biziusaamerika, amerika birleşik devletleriusablekullanılabilir, kullanılırusageadet, kullanım, kullanım şekli, kullanma, muamele, usulusagesadet, kullanım, kullanım şekli, kullanma, muamele, usuluseadet, adet edinmek, alışkanlık, amaç, davranmak, fayda, faydalanma, faydalanmak, kullanım, kullanma, kullanmak, kullnım hakkı, menfaat, muamele etmek, yapmış olmak, yarar, yararlanmakuseablekullanılabilir, kullanılırusedeski, kullanılmışusefulfaydalı, işe yarar, kullanışlı, yararlıusefulnessfayda, işe yararlık, kullanışlılıkuselessbeyhude, boşuna, faydasız, işe yaramaz, kullanışsız, nafile, yararsızuselessnessboşunalık, faydasızlık, işe yaramazlık, yararsızlıkuserkullanan, kullanıcı, kullanma hakkı, tüketiciusesadet, adet edinmek, alışkanlık, amaç, davranmak, fayda, faydalanma, faydalanmak, kullanım, kullanma, kullanmak, kullnım hakkı, menfaat, muamele etmek, yapmış olmak, yarar, yararlanmakushergetirmek, götürmek, gözcü, kapıcı, mübaşir, teşrifatçı, yardımcı öğretmen, yer gösterici, yer göstermekusheretteyer gösterici kızusingkullanmaussualyçoğunlukla, genelde, genellikleusualalışılmış, her günkü, herzamanki, klasik, olağanusuallyçoğunlukla, genelde, genellikleusufructintifa hakkı, kullanım hakkıusurerfaizci, tefeciusuriousaşırı faizli, yüksek faizliusuriousnessfaizcilik, tefecilikusurpel koymak, gaspetmek, zorla almakusurpationel koyma, gasp, zorla almausurpergaspçı, tahta hile ile geçen kimse, zorla alan kimseusuryaşırı faiz, faizcilik, tefecilik, yüksek faizutensilkap, malzemeutensilskap kacak, malzemeler, mutfak eşyalarıuterineannesi bir babası ayrı olan, dölyatağı, dölyatağına ait, rahimuterusdölyatağı, rahim, uterusutilisationfaydalanma, kullanım, kullanma, yararlanmautilisefaydalı hale getirmek, istifade etmek, kullanmak, yarar sağlamak, yararlanmakutilisedfaydalı hale getirmek, istifade etmek, kullanmak, yarar sağlamak, yararlanmakutilitariançıkarcı, faydacı, faydacı kimse, faydalı, yararcı, yararcıl kimseutilitarianismfaydacılık, yararcılıkutilitieselektrik, su, havagazı hizmetleri, kamu hizmetleri, kamu kuruluşlarıutilityfayda, faydalı, işe yarar, işe yarar şey, kamu hizmeti, yarar, yararlılıkutilizablekullanılabilir, yararlanılabilirutilizationfaydalanma, kullanım, kullanma, yararlanmautilizefaydalı hale getirmek, istifade etmek, kullanmak, yarar sağlamak, yararlanmakutilizedfaydalı hale getirmek, istifade etmek, kullanmak, yarar sağlamak, yararlanmakutilizingfaydalı hale getirmek, istifade etmek, kullanmak, yarar sağlamak, yararlanmakutmostelinden gelen çaba, en fazla, en son, en uzak, en yüksek, olanca, son derece, son noktautopiadüşler ülkesi, gerçekleşmesi imkânsız düşünce, ütopyautopiandüşsel, gerçekleşmesi imkânsız, ideal, ütopik, ütopist, ütopyacıutopiasdüşler ülkesi, gerçekleşmesi imkânsız düşünce, ütopyautricleiçkulak boşluğu, kesecik, kırbacıkutteraçığa vurmak, atmak, basmak, bütün, dile getirmek, ifade etmek, kesin, mutlâk, piyasaya sürmek, sapına kadar, ses çıkarmak, söylemek, su katılmadık, tam, telâffuz etmek, tümutterancedile getirme, ifade, konuşma, ses çıkarma, söyleme, söyleyiş, telâffuzutteredaçığa vurmak, atmak, basmak, dile getirmek, ifade etmek, piyasaya sürmek, ses çıkarmak, söylemek, telâffuz etmekuttererkalpazan, konuşan kimse, piyasaya süren kimseutteringaçığa vurmak, atmak, basmak, dile getirmek, ifade etmek, piyasaya sürmek, ses çıkarmak, söylemek, telâffuz etmekutterlybütün bütün, düpedüz, sapına kadar, tamamenuttermosten fazla, en son, en uzak, son dereceuvulaküçük diluxoriouskarısına çok düşkünuzbeközbek, özbekçeuzbekistanözbekistan Son Yazılar link to Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe projesi kapsamında Konuşarak Öğren olarak geleceğimizi inşa eden genç neslimize karşı sorumluluk bilinciyle işe koyulduk ve Türkiye’nin dört bir yanındaki genç... link to 4. Sınıf Ünite 6 Fun with Science İngilizce Testleri ve Çözümleri
EğitimF İle Eşya İsimleri F Harfi İle Başlayan Eşyalar Nelerdir?F harfi ile başlayan birçok giyim eşyası ve aksesuarı bulunmaktadır. Bunların başında fanila ve fular geliyor. Fes ve fötr şapka ise erkekler için özel olarak üretilmiş şapka türleri arasında yer alıyor. F ile eşya isimleri nelerdir ve nerelerde kullanılır? Sizin için detaylı bir şekilde - 0735 Son Güncellenme - 0735 Güncelleme - 0735İlk harfi F olan ve günlük hayatta sıklıkla kullandığımız bir diğer eşya ise fincandır. Ev, ofis ve kafelerde kullanılan fincanlar kupa adıyla da bilinir. F Harfi ile Başlayan Eşyalar Nelerdir? Fermuar 1900'lü yılların başında icat edilen fermuar, giysi ve ayakkabı dışında çanta ve bavullarda da kullanılır. Başlıca çeşitleri arasında kemik ve metal fermuarlar yer alıyor. Flüt Üflemeli bir çalgı türüdür. Pan, blok, pikolo ve yan flüt olmak üzere 4 çeşidi bulunmaktadır. Futbol Topu Makine dikişli futbol topları profesyonel liglerde kullanılır. Plastik ve el dikişli türleri de mevcuttur. Fotoğraf Makinesi Vizör, diyafram ve pozometre gibi parçalardan oluşan oluşur. İlk fotoğraf makinesi Joseph Nicephore Niepce tarafından icat edildi ve yaklaşık 450 kiloydu. Fırın Günümüzde en çok kullanılan mutfak eşyalarından biridir. Kafe ve restoranlarda kullanılan çeşitlerine endüstriyel fırın adı verilir. Fıçı Ahşap malzemelerden üretilen bir tür kaptır. Tarihi Roma İmparatorluğuna kadar uzanır. F harfi ile başlayan ve günlük hayatta en çok kullanılan diğer eşyalar şu şekilde sıralanabilir Firkete Fiş Faks Makinesi Fondöten Fanus Floresan Lamba Fotokopi Makinesi Fener
İngilizce T Harfi İle Başlayan Eşya İsimleri ve Türkçe Anlamıİngilizce’de T Harfi ile başlayan eşyaları ve bunların Türkçe anlamlarını öğrenmek mi istiyorsunuz? O zaman doğru yerdesiniz. Bilindiği gibi İngilizce artık bütün dünyanın kabul gördüğü ortak bir dil haline geldi. Diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de okullarda İngilizce dersi 1. yabancı dil olmuştur. Hal böyle iken öğrencilere yardım amaçlı bu yazımızı hazırladık. Bu yazımızda sadece T Harfi ile başlayan İngilizce eşyaların isimlerini ve bu eşyaların Türkiye karşılıklarını Eğer sizinde aklınızda T Harfi ile başlayan İngilizce eşyalar olursa bize yorum bölümünden yazın. Bizlerde yazımıza ekleyelim. Bilgi çoğaldıkça faydalıdır. Sponsorlu Bağlantılar İngilizceTürkçe AnlamıtableMasatable matAmerikan servisTablespoonÇorba kaşığıtaborDümbelekTacosTacosTambourinetefTapebantTape recorderkasetçalarTasselpüskülTea Cupçay KupasıTeapotdemlikTeaspoonÇay kaşığıTeddy Bearoyuncak ayıTelephonetelefonTelescopeteleskopTelevisiontelevizyonTennis Balltenis topuTennis Rackettenis raketiTentçadırtenterGergefTepeekızılderili çadırıTermometerTermometerthermosTermosthreadİpliktieKravattileKiremitToasterTost makinasıToilet paperTuvalet kağıdıtokenJetontomtomDarbukaTooth Brushdiş FırçasıTooth pastediş macunutoothpickKürdantorchMeşaleTowelhavlutoyOyuncakTractortraktörTraintrenTrampolinetrambolinTraytepsiTricycleüç tekerlekli bisiklettrinketBibloTrowelmalaTruckkamyonT-ShirtT-ShirtTubküvettweezersCımbızTypewriterdaktilo
Eşyalar, günlük hayatımızı devam etmemiz için önemli araç-gereçlerdir. Peki U-Ü harfiyle başlayan eşyalar hangileridir? İşte U-Ü harfi ile eşya ile o eşya nesne hakkında amaçlarla günlük hayatta kullanılan, insan yapısı, taşınabilir cansız nesnelerin bütününe eşya denir. Diğer bir ifade ile Nesne veya eşya, belirli bir ağırlığı ve hacmi olan her türlü cansız varlık, şey, obje demektir. Çevremizde, günlük hayatımızda kullandığımız ya da daha önce gördüğümüz nesneler eşyalar bulunmaktadır. Çevremizi saran eşyalar ihtiyaçlarımız doğrultusunda icat edilmiş ve bir ihtiyacımızı karşılamak için kullandığımız harfi ile başlayan eşya adı– Uçak – U borusu – Uçaksavar – Uçkur – Uçurtma – Urgan – Ustura – Usturlap – Ut – Uydu – Uyku tulumu – Uzay gemisi – Üflemeli çalgı – Ütü – Ütü bezi – Ütü masası – ÜzengiBaş harfi U ve Ü olan eşyalar hakkında kısa bilgiU borusu U harfi biçiminde yapılmış Kanatlarının altındaki havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtıUçaksavar Hava hedeflerine karşı kullanılan silahlara verilen genel adUçkur Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağUçurtma Üzeri renkli kâğıtlarla kaplanmış, genellikle çokgen biçimindeki bir gövde ve süslü bir kuyruktan oluşan, iple bağlanarak rüzgâr yardımıyla uçurulan bir çeşit oyuncakUrgan Keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halatUstura Tıraş için kullanılan, açılır kapanır, çok keskin bıçak, baş bıçağıUsturlap Gök cisimlerinin yükseltisini ölçmekte kullanılan araçUt Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgıUydu Türlü amaçlarla yerden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yer çevresinde dolanan araçUyku tulumu Uyumak amacıyla içine girilen tulum biçimindeki gemisi Uzaya gitmek için yapılmış taşıt, çalgı Üflenerek seslendirilen müzik araçlarıÜtü Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir bezi Ütülenen şeyin yanmaması için üzerine serilen, nemli veya kuru olarak kullanılan ince pamuklu masası Üzerinde ütü yapılan yüksek ayaklı Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka.
u harfi ile başlayan ingilizce eşyalar